Kumanda...
Komuta...
Yönetme yetkisi.
Mesela...
Evin yönetimi dedemdeydi.
O hakka yürüyünce...
Babama geçti.
Ardından bireyler evlendikçe ayrıldı.
Kendi ailesini kuran.
Kendi evinin sorumlusu oldu.
Köyün yönetimi muhtarda.
Seçimden seçime yönetme yetkisini veriyoruz.
O bizi kumanda ediyor.
Yönetiyor.
Beceriyor.
Beceremiyor.
Ayrı konu.
Ama yetkisi alınıncaya kadar kumanda onda.
[*][*][*]
Kumanda...
Birde elektronik aletleri yönetmeye yarayan cihaz.
Kısacası...
Kumanda demek.
Yönetim demek.
Kimi doğal haktır.
Kimi süreli.
Seçimle alınır.
Kimisi güç ile.
Orman kanunu ile.
Sonuç olarak.

Kumanda konusunda tercih hakkımız varsa.
Doğru canlıya emanet etmek gerekir.
Aklı olması yetmez.
Fikri olmalı.
Ahlakı olmalı.
İnsani erdemleri olmalı.
Adaleti olmalı.
[*][*][*]
Yoksa ne olur?
Örnek...
Bizim yeğenin sadık dostu 'linda'
Sadakatinden de anlaşılacağı gibi.
O bir köpek...
Eve girmiş.
Televizyonun kumandasını almış ağzına.
Param parça etmiş.
Kumanda işlemiyor, cihaz çalışmaya devam ediyor.
Halbuki...
Linda'nın aklı var.
Sadakati var.
Ama diğer hasletleri yok.
Biz bir cihazın kumandasından söz etmiyoruz.
Öyle imkanımız oluyor ki...
Önümüze sandık konuyor.
Beş yıl köyün...
Kentin kumandasını birine emanet ediyoruz.
Eğer ehil değilse.
Elindeki yetki ile bizim sadece beş yılımızı harcamıyor.
Çoluk çocuğumuzun geleceğini hiç ediyor.
Geleceğimizi borç bonduruğu altında eziyor.
Neden?
Sırf kendi nefsi için.
Nesli için.
Ama bu öyle bir durum ki...
Kendi nesline fayda verdiğini tarih yazmamış.
Kısa vadeli...
Kısır bir döngü...
Önce yararı var gibi görünüyor.
Ancak sonrası mutlu biten bir hal olmamıştır.
[*][*][*]
Onlar yaptıklarından ve yapmadıklarından sorumlu.
Ama biz de sorumluyuz.
Eğer tercih hakkımızı doğru değerlendirmiyorsak.