Zonguldak İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği'nin kasasından teminat mektubu çalındığını 20 Ekim 2019 tarihinde yazmıştım. Demokratik kurumların ve kuralların dört dörtlük işlediği bir ülke olsaydı dönemin Genel Sekreteri Recep Demirtaş istifa ederdi. Japonya'da böyle bir olay olsa "Devletin kasasına, namusuna sahip çıkamadım" diye Genel Sekreter intihar ederdi.
Bizde ne oldu? Siyasi baskıya rağmen Recep Demirtaş görevde kalmak için çabaladı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Emekli olmazsa görevden alırım" deyince Recep Demirtaş emekli oldu. Hem de hakkında hiçbir suç isnadı olmadan.
Peki o kasadan teminat mektubunu kim çaldı?
Özbulut İnşaat'ın sahipleri Mehmet Bulut ile Ali Bulut gelip çalmadı ya!
Oradaki görevli personelin yerini değiştirmişler!
Yani 'Siz kasadan teminat mektubunu çaldınız. Sizi başka odaya verdik' demişler.
İnşallah verildikleri odada çalınacak bir şey yoktur.
Bir yıl olmuş, teminat mektubunu kimin çaldığı ortaya çıkmamış.
Dolayısıyla teminat mektubunu çalan hırsızlar bir yılı aşkın süredir çalışmaya, maaşlarını almaya devam etmişler.
Yani çalan çalmış. Çalanın yanına kar kalmış.
215 bin liralık teminat mektubu çalınmış.
Firmanın alacağından 215 bin lira kesilmiş.
Olay bitmiş öyle mi?
Şehir de o kadar çok hırsızlık var ki!
Bu olay küçük görüldüğü için üstü kapatıldı.
Yine Recep Demirtaş döneminde Alaplı'da bir müteahhit okulu bitirmediği halde, İl Özel İdare tarafından teslim alındı. Firmanın teminatına el konulmadı. Firmanın okulda eksik bıraktığı işler, başka müteahhitlere rica minnet yaptırıldı.
Sevgili Zonguldaklılar.
Bu hırsızlık ve arsızlıkların içinde tek bir milletvekilinin adı vardı.
Allah'a şükür şimdi milletvekili değil.
Hemşericilik adına, rant uğruna yaptılar tüm bu rezillikleri.
Biz bu hırsızlıklara göz yummadık.
Bize bedel ödettiler.
Umurumda değil.
Evet, sıkıntı çektik.
Silahlı, sopalı, yumruklu saldırılara uğradık.
Ekonomik saldırılara uğradık.
Bize saldıran hırsızlar ve onların tetikçileri eninde sonunda kaybedecekler.
Allah bize ve tüm Zonguldak'a bu günleri gösterecek.
Biz bu umutla yazmaya ve yaşamaya devam edeceğiz.
Ya son hırsız kalana kadar.
Ya da biz yalnız kalana kadar.

Sevgilisinden çocuk aldıran ilçe başkanı!
Telefondaki ses heyecanlıydı.
Biraz da kızgındı: 'Beni o kadar yazdın, bir şey demedim.
Artık beni yazma. Git ilçe başkanını yaz. Sevgilisinden çocuk aldırdı'
Benim bildiğim o eski ilçe başkanının sevgilisi evli, yaşlı ve çirkin bir kadındı.
Başkan o kadından çocuk sahibi zaten olamazdı.
Böyle bir tedbirsizliği nasıl yaptı.
Ve o kadın hala nasıl hamile kalabiliyordu.
Acaba tezgaha mı geliyoruz.
Bize bu kadını gösterip başka bir kadını mı karartıyorlar.
Şükranlarımızı mı sunsak...
Saadetler mi dilesek bilemedim.
Ama kaynağıma teşekkür ederim!
İlçe Başkanı, il başkanlığına aday olsa da, ortalığı şenlendirsek!

Günün Fıkrası: O eskidendi usta
Afrika'da, aslan avına çıkmak için akşamı bekliyorlardı. İki gencin bir gece önce avlanamadan döndüklerini işiten yaşlı avcı: Size bu avın püf noktasını öğreteyim, dedi. Korunaklı bir yere gizlendikten sonra, gece yarısını bekleyeceksiniz. Ortalık zifiri karanlık olunca, iki fosforlu göz belirir karşınızda. O iki gözün tam ortasına nişan alacaksınız...
Gençlerden biri gülümsedi: O eskidendi, usta. Artık aslanlar da bu yöntemi öğrenmişler. İkişer ikişer dolaşıp birer gözlerini kapıyorlar.