
senolkuscu@yahoo.com
Artık o çeşmenin suyu hiç akmayacak!
18 Aralik 2020 22:00:26
Değerli okurlarım…
Üniversitemiz Sağlık Kampüsü’nün olduğu Kozlu Esenköy Mahallesi’nden geçen eski Ereğli-İstanbul yolundan, Ilıksu sapağına (yeni yola) inerken, yolun üzerinde, Öncü Taşocağı’nın tam karşısında, arkasında deposu olan bir çeşme vardır.
Çeşme, mahallenin 15-20 haneli bir orman köyü olduğu 50-60 yıl önce, köylüler tarafından yapılmıştır.
Çeşmeyi besleyen su; karşı yakada, orman içindeki bir kaynaktan gelmektedir.
Ocak sahası kenarından geçen hattın uzunluğu 1.5 kilometre kadardır (Resim 1).
Çeşme, suyun çıkabildiği, köy yerleşim alanına en yakın noktada yapılmış.
Köylüler, köye Köy Hizmetleri tarafından su getirilene kadar, 25-30 yıl, boru hattının ve çeşmenin bakım-onarımını sağlayarak, içme suyu ihtiyacını, bu çeşmeden taşıyarak sağlamışlardır.
Sonrasında ise, evi çeşmenin hemen yakınında olan, köyün eski sakinlerinden ve ileri gelenlerinden, rahmetli hayırsever komşum, maden emeklisi, ‘Hacali’ lakaplı Ali Çetinkaya’dan başka, hattın ve çeşmenin sorunları ile ilgilenen kimse kalmamıştı.
Zamanla, köyün Esenköy’den altyapısız Esenkent’e dönüşmesi (!) ve çeşme suyunun ününün yayılması; bir kez tadanın bağımlı hale gelmesi ile, çeşmenin, özellikle dışarıdan gelen müdavimleri çok artmıştır.
Son yıllarda, önünde, günün her saatinde, Zonguldak’tan, Kozlu’dan gelen, arkaları onlarca damacana ile dolu arabalar eksik olmaz olmuştur.
Bir kez sırayı kapanların, tüm damacanaları dolana kadar küçük bir bidonu doldurmaya bile izin vermeme, gecenin geç saatlerinde yüksek perdeden müzik yayını ve çaylı-kahveli çeşme başı sohbetler yapma, araba yıkama, etrafı çöplük yapma gibi eylemleri çok karşılaşılan olumsuz durumlardı.
Bu arada, çeşmenin Valiliğe, belediyeye ait olduğunu sanıp, zaman zaman, arızalar yüzünden oluşan su kesilmelerine kızarak, çeşmenin musluklarını kıran, deposuna ulaşan plastik boruyu çekip koparan; hatta “Çeşmemizi ve çevresini temiz tutalım!” yazılı levhayı bile koparıp atan türlere bile rastlanıyordu! (Resim 2).
Ancak bu üzücü durumları yaratanların yanında, “Allah razı olsun, ölmüşlerine değsin” diyenler; çeşme etrafında mıntıka temizliği yapan iyi vatandaşlar da oluyordu.
Rahmetli Hacali, bir bölümü uzaktan-yakından tanıdıkları, bildikleri de olan bu iyi kişileri de düşünerek, ilerlemiş yaşına rağmen, bu hayır hizmetini, yaşamakta olduğumuz salgın günlerine kadar sürdürmeye çalışmıştır.
Ailece görüştüğümüz, birçok şeyimizi paylaştığımız, köy ortamında görmeye pek de alışkın olmadığımız, aydın fikirli, eski kuşak köy halkının son temsilcilerinden ve ileri gelenlerinden olan bu sevgili komşumuzu, birkaç gün önce, bir kalp krizi sonrasında kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık.
Selçuklu ve Osmanlı imparatorlukları dönemlerinde, türbelerin bekçiliği, bakımı, ziyaretçileri ile ilgilenmek üzere türbedar olarak adlandırılan görevlilerin olduğunu biliyoruz.
Ancak birçoğu günümüze kadar ulaşan büyük çeşmelerin bakım-onarımı için olsun, türbedarlık benzeri bir görevlendirmenin olup olmadığını duymadım!
Eğer böyle bir görevlendirme olmuş olsaydı, herhalde onlar da ‘Çeşmedar’ olarak isimlendirilirlerdi!
Bu düşünceden hareketle, ben de rahmetliye ‘Esenköy Çeşmesi’nin Çeşmedarı’ diye takılırdım.
“Türbedarlık babadan oğula geçermiş. Acaba Oğlun İbrahim, senden sonra bu görevi sürdürebilecek mi?” diye de sorardım.
Rahmetli de, “Ne oğlum ne de yeni nesilden bir başkası, çok istese bile bunu yapamaz. Maddi kazanç için de yapılmaz!” mealinde sözler söylerdi.
Özellikle son yıllarda, kendi evinde ve bazı komşularının evlerinde, Öncü Taş Ocağı’ndaki patlatmaların neden olduğu zararlardan, su kaynağı ve çeşmeye suyu ulaştıran boru hattı da nasibini alıyor; sık sık arızalar oluyordu.
Arazide hattın geçtiği yerlerin, onarımlarla kesilip atılan boru parçaları ile dolu oluşu da yaşanan arızaların bir göstergesi idi.
O, yıllardır bu arızalarla uğraşa uğraşa çok deneyim kazanmış; adeta, hidrolik/su mühendisi olmuştu!
Her su kesintisinde çizmelerini giyer, çoğu zaman, uzun uğraşlarla arızayı bulur, onarır, suyu akıtırdı.
Sevgili Hacali’nin virüs salgını nedeniyle, salgına olumsuz etkisi olabileceğini düşünerek, onarmadığı arıza nedeniyle, 6-7 aydır, muslukları kuru olan, su akmayan Esenköy Çeşmesi’nin musluklarından, artık bundan sonra suyun akması çok, çok zor görülmektedir.
Birkaç yıl önce, güzel görünmesi için ön cephesini mermer kaplatıp üzerine “………’ın hayratıdır” diye yazdıran hayır sahibi, eğer hayratın yaşamasını arzu ediyorsa ya da bu zor işi başaracak bir gönüllü olursa, bu satırların yazarı da kendilerine yardımcı olmaya hazırdır.
Rahmeti, fedakar ve çalışkan eşi Fatma hanımla birlikte, büyük zorluklarla hem evini yapmış hem üç çocuğunu büyütmüş, hem de evinin yakın çevresindeki kayalıkların arasını çok mümbit bir meyve ve sebze bahçesi haline getirmişti.
Bu arada Esenköy Çeşmesi’nin musluklarından, yıllarca, 1.5 kilometre uzaktan gelen orman suyunu da akıtmıştı.
Bu arada, evi, bağı, bahçesi, tarlası, devlet ormanı ya da orman arazisi (!) ile sınırdaş olan pek çok orman köylüsü gibi, orman ile ilgili mahkemeler onu da çok uğraştırmıştı.
50-60 yıl öncesinin teknik imkanlarıyla yapılan, günümüzde uydu (GPS, ci-pi-es ) cihazları ile uygulanmaya çalışılan (!) kadastro planlarındaki bir hata yüzünden devam etmekte olan son davasının sonucunu göremeden bu dünyaya veda etmiştir.
Sevgili hayırsever komşum Rahmetli Hacali’ye Allahtan rahmet, sevgili eşi Fatma hanıma, çocuklarına ve biz sevenlerine baş sağlığı dilerim.
Toplumumuzda, sayılarının çok az olduğunu bildiğimiz Hacali’lerin neslinin tamamen kesilmemesini ve salgın yüzünden yaşamakta olduğumuz sıkıcı günlerin sevgi, saygı ve birlikteliklere vesile olmasını da dilerim.
Saygılar hocam. Öncelikle aramızdan yeni ayrılan babam hacali adına ve ailem adına yazmış olduğunuz makale için çok teşekkür ederim Allah sizden razı olsun. Ben rahmetli hacali nin oğlu olarak tabiki babamdan kalan değerlerin peşinde koşacağım. Ama siz de bilirsiniz ki ben Kocaeli de yaşıyorum ama memlekete geldiğim zaman o suyu tekrar çeşmeye akıtacağım Allah ın izniyle vatandaşlarımıza hizmet etmekten onur ve gurur duyarım kimseden Bi beklentim yok Bi Allah razı olsun demeleri bana yeterde artar çeşmenin tekrar suyuna kavuşması için baya Bi uğraş göstereceğim biliyosunuzki su kaynaklarımız baya azalmaya başladı o suyu getirmem için de yeni Bi ... DEVAMI
Saygıdeğer hocam ben aramızdan yeni ayrılan babam hacali oğlu İbrahim Çetinkaya olaraktan öncelikle yazdığınız makale için rahmetli babam ve kendi adıma size çok teşekkür ederim Allah sizden razı olsun. Tabiki her evlat babadan kalma mirası devam ettirmek ister bende çok isterim suyu tekrar getirmek halkımıza Bi nevi azda olsa hizmet etmeyi. Ama sizde biliyosunuzki ben Kocaeli de yaşıyorum. Burada olsam tabiki o çeşmeyi susuz bırakmazdım ama malum şartlar. Ama şöyle Bi durum var ben yine memlekete geldiğim zaman suyu çeşmeye getirmeye çalışacağım o bana babamın emanetidir. Tabi bu konuda halkımızında duyarlarını beklerim o suyu ta o zamandan bu g ... DEVAMI
Duyarlı yazınızı okudum, yorumuma öncelikle Ali abi için Allah'tan rahmet ve ailesi için de sabır temenni ederek başlamak isterim. Su için ise şunu belirtmek isterim en son kurban bayramı arefesinde musluğunu beraber takmıştık Ali abi ile, gerek su yolunda borulara filiz atınca meydana gelen kesilmeler, gerekse kaptaş temizliği ne zaman benimle gitmek isterse ona yol arkadaşı olmaktan mutlu olmuşumdur. Şimdi eğer birisi onun hatırasına saygı gereği bu işi devam ettirmek isterse ona da bedenen yardım etmek çok isterim. Zira ben de sizin gibi bu çeşmenin yaşamasını ve suyunun akmasını çok isterim. Bu konuyu yazarak gündeme getirdiğiniz için de duyarl ... DEVAMI
Saygıdeğer Şenol Hocam; öncelikle dedem Ali Çetinkaya'yı ve yaşadığı sıkıntıları tafsilatlı bir şekilde kaleme aldığınız, dertlerine ortak olduğunuz için kendim ve ailem adına size çok teşekkür ediyorum.
Yazınızda da bahsettiğiniz gibi; kendisi hiçbir menfaat gözetmeksizin, salt ahalinin faydalanabilmesi amacıyla çeşmemizin sorunlarıyla yıllardır ilgilenmekteydi. Bu ilgisi yalnız çeşmeyle sınırlı kalmıyor, köyün ve köylülerin problemleriyle de (Özellikle Esenköy Camii için çok çaba sarfetmiştir.) yakından muhatap oluyordu. Bu sebeple Esenköy'den hem bir "Çeşmedarın" hem de zahmetkâr bir "Ağabeyin" eksildi ... DEVAMI
Ali ÇETİNKAYA amcamız hocamızın anlattığı gibi çok değerli ve bilgili bir insandı. Maalesef biz insanlar sevdiklerimizi yakınlarımızı kaybettikten sonra kıymetini anlıyoruz. Ama şunu açık konuşmam gerekirse Ali amcam yaşarken takdir ettiğim bir insandı yüzüne bunu her zaman dile getirmişimdir. Benimde yanımda olan destek veren yardımcımdı. Ali amcamın da şimdi akmayan çeşmenin mazisini anlatmaya kalkarsak yazmakla bitmez. Ancak büyük zevkle okuyabileceğimiz bir kitap olur. Rahmetli Ali amcamla bu mahalleye geldiğim on iki yıl süresince her gün gördüğüm ve sohbet ettiğim bir insandı. Gerçekten çok ama çok değerli bir insanı yakınımı k ... DEVAMI
Fakir fukara emekli asgari ücretli buradan bedava şu alıyorlardı
Acaba damacana su satan firmalar bu işe takozmu koydular
Kokusu çıkar
Yada biri arazi sahibine bu suyu paraya dönüştürelim teklifinde mi bulundu
Allah rahmet eylesin Hacı Ali amcamiz mahallemizde sayılı buyugumuzdü bu çeşmeden su içmeyen yoktur Hacı Ali amcamıza yaptığı bu davranışlar uğraşlar biz kader kıymet bilmedik Allah onun en güzel mükâfatını Ahiretinde verir insallah evet hocam dediğiniz gibi artık bu çeşmeye su gelmez .
Bizde o sudan nasiblendik Allah rahmet etsin ahiret ohayatları su gibi mübarek olsun ölmeden olumsuz eser bıraktılar
Sayın Şenol hocam ben 2009 yılında köy hizmetleri abaz şantiyesinden emekliyim.O bahsettiğiniz çeşmeden 10 seneye kadar bidonlarla içme suyumu taşıdım.Cok hafif bir su.Biz şantiyenin içme suyunu buradan karşılardık.O köyden rahmetli FAHRETTİN AKKAYA o çeşmenin bakımı ile çok uğraşırdı.Hatta biz şantiye olarak çeşmenin etrafında çevre düzenlemesi ıçin para toplamıştık.Rahmetli arkadaşımız bizleri uyararak kaptaşdan çeşmeye gelen boruların ağaç köklerinin dal budak salmasından dolayı devamlı patladığını belirtti.Bizde topladığımız para ile 600 metre 12 atülük boru alarak o rahmetli arkadaşımız ve köylülerle birlikte o borular ... DEVAMI
Sizin yazınız sayesinde tanıdığımız Hacıali Rabim (cc) gani gani rahmet etsin bizlerede hayırla yad edilecek eserler bırakmayı nasib etsin.
İstanbul'a gidişte tam virajın sağındaki çeşmenin suyu yetmişli yıllarda şifalı diye çok meşhurdu.
Oradan geçmek mecburiyetinde olan otobüs, direk kamyonları, taksi durup su içmeden, bidonlarını doldurmadan geçmezdi. Günümüzdede halen aynı ününü devam ettirmekte olduğunu biliyorum.
Suyunun kesilmesine, HACIALİ amcanın vefatına çok üzüldüm Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.
Ailesine, dostlarına başsağlığı sabırlar dilerim. HACIALİ ÇEŞMESİ yetim kalmaz inşallah.
