Zonguldak'ta yerel marketler büyüsün diyoruz.
Yerel marketlerin kazandığı para Zonguldak'a kalıyor.
Kentin eğitiminden sağlığına, camisinden çeşmesine katkıda bulunuyorlar diye alkışlıyoruz.
Oysa alkışlamamız gereken kişiler o marketlerin sahipleri değil.
O marketlerden alışveriş yapan Zonguldaklılar.
Çünkü o markete, bağış yapacağı parayı veren Zonguldak insanı.
Siyasetçilerin, bürokratların değer verdiği bu marketlerin sahipleri ne yapıyorlar size dilimin döndüğünce anlatayım.
Dün muhabirimiz Aytaç Öztürk'ü Zonguldak Belediye Haline gönderdim.
"Fiyatları alalım, marketlerle kıyaslayalım" dedim.
Sonra diğer muhabir arkadaşlarımızı Akbal, Paşalar, Heybem, A101, BİM ve Şok'a gönderdim.
Arkadaşlarımın çektiği fotoğrafları görünce şoka girdim!
Zonguldak Halinde 3.5 lira olan mandalina Şok'ta 4.45, BİM'de 5.45, Paşalar'da 7.90, Heybem'de 7.95, Akbal'da 8.95'e satılıyor.
Arkadaşım, sen bizi kazıklıyorsun.
Bizden aldığın fazla para ile cami yaptırıyorsun.
'İşte minare' diyorsun!
Biz bunu anlıyoruz.
Bizim anladığımızı Yüce Mevla da anlıyor.
Ramazanda kumanya dağıtıyorsun.
Valilik isteyince veriyorsun, Belediye isteyince veriyorsun, Emniyet isteyince veriyorsun.
Sonra onlara verdiğin malın parasını bize fatura ediyorsun!
Kurbanınız olayım.
Yapmayın böyle şeyler.
Haldeki fiyatın üç katına bir satış olur mu?
Bu soyguna birinin dur demesi lazım?
Ama kim dur diyecek?
Mesela Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası bu işe müdahale eder mi?
Etmez, çünkü marketçiler TSO yönetiminde.
Peki, Zonguldak halkının hakkını kim koruyacak?
Tüketici Hakları koruyabilir mi?
Ticaret İl Müdürlüğü bu duruma bir el atar mı?
Serbest piyasa var diye, vatandaşa bu kadar serbestçe geçirmek mümkün mü?
Zonguldak'ta yerli üretimin desteklenmesine yönelik çabalar var.
Düşünce çok güzel.
Ama kimse 'yerli üretim', 'yerli esnaf'a destek olsun diye kazıklanamaz.
Üstelik ekonomik krizin kendini şiddetli bir şekilde hissettirdiği şu günlerde, şu Corona Virüs sürecinde Zonguldak'ta faaliyet gösteren firmaları biraz daha vicdan sahibi olmaya davet ediyorum.
Halde 3.5 liraya satılan mandalinayı bu bizim marketler daha ucuza alıyor olabilirler.
Biz orasında değiliz. 3.5 lirayı baz alıyoruz.
3.5 liralık mandalinayı 5'a sat.
3.5 liralık mandalinayı 6'ya sat.
7 nedir kardeşim? 8 nedir?
Bu konuyu sürdüreceğiz.
Öyle yerel marketlere destek, yerel firmalara destek diye kendimizi öptüremeyiz.

Siyaset ve üçkağıtçılık
TTK eski Genel Müdürü Rıfat Dağdelen'in Pusula'da 15 Aralık 2010 tarihinde yayınlanan açıklaması şöyle: "Siyaset eğer menfaat aracı yapılıyorsa o zaman siyaset değil, çıkarcılıktır. Biz de siyaset üç kağıtçılık zannediliyor."
Aradan 10 yıl geçmiş.
Değişen bir şey yok.
Hala bu anlayış sürüyor.
Sevgili Rıfat Dağdelen müdürümüzün kulakları çınlasın.

Kıssadan Hisse: Korkudan öldü!
Tüccarın biri bir gün yolda Veba'yla karşılaşır. Endişeyle Veba'ya bakar ve "Nereye gidiyorsun?" diye sorar. Veba, "Bağdat'a" diye yanıtlar. "Kaç kişinin canını alacaksın?" diye tekrar sorar Tüccar. Veba, "Çok değil, sadece 5 bin kişi" der. Aradan zaman geçer ve Tüccar yolda yine Veba'yı görür. Fakat duymuştur ki Bağdat'ta vebadan dolayı 60 bin kişi ölmüştür. "Bana 5 bin kişiyi öldüreceğini söylemiştin. Oysa sen 60 bin cana kıymışsın" diye hiddetlenir Veba'ya. Veba ise gayet sakin ve kendinden emin, "Ben 5 bin kişi öldürdüm. Geriye kalanı korkudan öldü" der.