Üst düzey bir kamu görevlisi, mahiyetine aldığı kişiye bir para çıkartmış.
O kişi bu parayı bir Afgan kadının hesabına göndermiş.
Gönderi notuna "Seni seviyorum" yazmış.
Seven kim? Üst düzey kamu görevlisi.
Sevilen kim? İki çocuklu bir Afgan kadını.
Üst düzey kamu görevlisi elinden Kuran-ı Kerimi, dilinden Allah'ı düşürmüyor.
Ama bu Afgan kadına deli gibi aşık.
İddiaya göre kadının çocukları var.
Bu üst düzey kamu görevlisi kadının çocuklarını sahiplenmiş.
Ama piyasaya 'torunlarım' diyor!
Oysa bu kamu görevlisinin ailesi burada değil!
Çocuğu da burada değil!
Ama torunları burada!
Kadını da 'Torunlara bakıyor' diyerek eve alıyor!
Bu üst düzey kamu görevlisi hala evli.
Üstelik boşanamıyor!
Ama devleti yönetiyor!
Elinde Kur-an, kalbinde iman, altında Afgan!

Devleti yönetenlerin vicdanı yaralanmıyor mu?
Karadeniz Ereğli 1. İcra Mahkemesi, iki ayrı dosyadan Yasin Hamzaçebi hakkında 3'er ay, toplamda 6 ay tazyik hapsi kararı verdi. İcra Mahkemesi, Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığı'na Yasin Hamzaçebi'nin yakalanması için müzekkere gönderdi.
Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığı infaz bürosunun Yasin Hamzaçebi hakkındaki yakalama kararını Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne göndermesi bekleniyor. Bu işlemin ardından Ereğli Emniyet Müdürlüğü ekipleri Yasin Hamzaçebi'yi yakalayacak.
Yasin Hamzaçebi'nin icra dosyasına konu olan borcu ödemesi halinde hakkındaki hapis cezası ortadan kalkacak.
Konu Yasin Hamzaçebi olunca devletin çarkları yavaş işliyor.
100 yılı aşkın hapis cezasıyla Zonguldak Ağır Ceza'da yargılanan Yasin Hamzaçebi'ye ancak zimmetten 20 yıl ceza verilebilirdi.
Eğer biraz daha uzatabilseydi hiç ceza almayacaktı.
Nitelikli dolandırıcılık başta olmak üzere birçok suçu zaman aşımına uğradı.
Bunları neden yazıyoruz?
Ereğli 1. İcra Mahkemesi bir karar vermiş.
Kararı infaz bürosuna göndermiş.
Ereğli Cumhuriyet Başsavcısı olayla ilgilenirse süreç hızlanır.
Devletin parası Yasin Hamzaçebi'den kısa sürede tahsil edilir.
Ülke bu kadar ekonomik sıkıntı çekerken Yasin Hamzaçebi'nin son model araçlarla gezip devlete olan borcunu ödememesi, devleti yönetenlerin vicdanını yaralamıyor mu?

Uzun hikaye!
Çok güzel bir baba-oğul hikayesi var.
Bunlara Corona Virüs bile girmez.
Corona bunlara girse nasıl çıkacağını şaşırır.
Ama bunlar Corona gibi bir yerlere giriyorlar!
Yaptıkları işte ceza almışlar.
Ama henüz kimse bilmiyor.
Çok uzun hikaye.
Sonra anlatırım.

Kaymağı kim yiyecek?
Zonguldak Limanı Ro Ro rıhtımına kurulan akaryakıt istasyonuyla ilgili spekülasyonlar bitmek bilmiyor.
Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası'nın, limanın daha faal olması için ısrarla üzerinde durduğu akaryakıt istasyonunun kimlere ait olduğunu yazmıştık.
Demir ailesine mensup gençlerin arkadaşları üzerine kurulan bir şirket var.
Bu şirket burayı işletecekti.
TSO'da buradan pay alacaktı.
Yani TSO Başkanı Metin Demir, buradaki bir pombayı odaya, bir pompayı da aileye bağlayacaktı.
Pompalarda mı anlaşılamadı.
İş bir türlü çözülmedi.
Her zaman söylediğimiz gibi.
Yine bir 'kaymak' var.
Bakalım kaymağı yine aynı kişi mi yiyecek?