Anne kızını komşuya gönderir.
- Kızım git komşudan biraz tuz iste?
- Anne bizim dolapta tuz var?
- Olsun kızım sen iste?
- Neden?
- Onların durumu sıkışık.
Zaman zaman bir şeyler istiyorlar.
Bizde onlardan isteyelim ki...
Onlar bize daha rahat gelip istesinler.
[*][*][*]
Birliktelik.
İncelik.
Komşuluk.
Kardeşlik.
Daha bir yığın kavram sıralayabiliriz.
Önemli olan icraat.
Zor günlerden geçiyoruz.
Tam da komşuluk zamanı.

Dayanışma zamanı.
Paylaşma zamanı.

Mühürün sapı...
Eskiden...
Esnaf Dernekleri'nin sayısı azdı.
Yetkisi de tek kişide bulunmazdı.
Bu nedenle mühürleri dört parçadan oluşurdu.
Parçalar vidalı bir sapın içerisine geçirilerek birleştirilir.
Ancak bu şekilde mühürlü...
Daha doğrusu geçerli bir karar alınabilirdi.
Mühürün dört parçası dört yönetim kurulu üyesinde.
Sapı da reiste dururdu.

Beş kişinin oy birliği olmazsa mühür kullanılamazdı.
Böylece hem suiistimallerin önüne geçilirdi...
Hem bir konuda sorumluluktan kaçan olmazdı.
Kimse oyunu inkar edemezdi.
[*][*][*]
Şimdilerde de öyle...
Üye, delege, yönetim, teşkilat...
Bir kişiye destek oluyor.
Ya da yukarıdan ismi veriyorlar.
- Buna destek olacaksınız.
Diyorlar.

Seçim başlıyor.
Çalış.
Çabala.
Yarış.
Sonucundan kazananlar oluyor.
Kaybedenler oluyor.
Sistem her siyasi partide ana hatlarıyla aynı.
Bizim konumuz seçilen.
Mesela...
Kişi ilçe - il başkanı oluyor.
Belediye başkanı, hatta milletvekili oluyor.
Seçilene kadar çalıştıklarıyla birlik beraberlik içerisinde.
Yetkiyi paylaşacak.
Memleketi birlikte yönetecekler.
Yetkiyi alınca.
İş değişiyor.
Başlıyor en yakınından değiştirmeye.
Nasıl olsa önünde bir süreç var.
Bir dahaki seçime kadar kendi canının istediğinden başkası yalan.
Canı ne istiyor?
Kişiye ve kimliğe göre değişir.
Kendi ekip arkadaşlarını dışlayacak kadar önemli bir şeyler çekiyorsa canı...
Kesin yanlış yoldadırlar.
[*][*][*]
Bu çerçeveden bakıyoruz.
Dernek...
Parti ayrımı yapmadan.
Biz bu sıralar.
Ya da son zamanlarda birliktelikten pek hoşlanmıyoruz.
Eskilerin deyimiyle...
Eli ağzına varan daha kimseyi tanımıyor.