Dün iki ayrı misafirim vardı.
Birbirlerinden habersiz.
Ne hikmetse ikisi de aynı konuyla gelmişler.
Ama birbirleriyle bağlantıları yok.
Biri bunları kurup, güdümlü füze gibi bize göndermiş olabilir mi diyorum.
Ama eldeki veriler öyle böyle değil.
Yine bir Belediye Başkanı hikayesi.
Ama bu kadar güzel bir hikayeyi ben yazmadan nasıl duracağım bilemedim.
Başkanla ilgili iki konu var.
Biri iyi, diğeri kötü.
Kötüyü duymak bile üzdü beni.
Güzel dediğim konu yine bir aşk hikayesi.
Ben bir aşk hikayesi diyeyim, siz üç aşk hikayesi anlayın.
Her zaman dediğim gibi.
Para varsa kadın var.
Kadın varsa para var.

Halil Posbıyık yüzde 100 haklı
Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık dedi ki:
"Ereğli'nin il olması lazım. Ereğli'nin başka kurtuluşu yok. Erdemir Ereğli'ye 1 lira vermiyor. Madem yönetim kurullarını topladın satış- alım İstanbul'a götürdün, götür. Buradan vergini de dışarıya İstanbul'a götür hiç olmazsa burası da teşvik bölgesine girer. Ereğli ya il olmalı, ya da Düzce'ye bağlanmalı. Teşvik alırız hiç olmazsa insanlarımız aç kalmazlar, işsiz kalmazlar."
Özetle bunları söylüyor.
Şimdi Zonguldak'tan bakınca "Ereğli il olursa, Zonguldak daha da küçülür" denilebilir.
Ama Ereğli Belediye Başkanı, Ereğli'nin büyümesini istiyor.
Hizmet gelmesini, yatırım yapılmasını istiyor.
Bunun da teşvikten geçtiğini biliyor.
Erdemir ve TTK yüzünden Zonguldak teşvik kapsamına alınmıyor.
Erdemir, Ereğli Belediyesi'ne katkı vermiyor.
O zaman elde başka çare kalıyor mu?
Halil Posbıyık diyor ki, "Ya bizi il yapın. Ya da bizi Düzce'ye bağlayın."
Bence çok haklı bir haykırış.
Siyaseten de bir rahatlama olur.
Ereğli haklı olarak milletvekilliğinde sıra istiyor.
Siyasi kavganın bitmesi, Ereğli'ye yatırım gelmesi için Ereğli'nin ayrılması lazım.
İl mi olur, Düzce'ye mi bağlanır bilemem.
Bakın Karabük ayrıldı büyüdü.
Bartın ayrıldı büyüdü.
Ereğli ayrılsa büyür.

Aldığın nefesten haberim var!
Salak okurdan da, salak düşmandan da nefret ederim.
Salak okur, salak salak yorum yapar!
Salak düşman, salak salak mesaj atar!
Bunlardan düşman bile olmaz!
İçinde kırık kalan düşmanlarımızdan birisi, bizim başımıza iş gelsin diye ortalığı kaşıyor.
Hem de yüz, iki yüz lira harçlık için!
Parayı bulan adam, salak adam değildir!
Bir şekilde ulaşır, aldığı bilgiyi teyit eder!
Bizim muhbirler bunu bile bilmiyorlar!
Üstelik, bana bir şey olsa sizin elinize ne geçecek?
Bizim aboneler size mi geçecek?
Kırık çıkarmak için böyle yollara başvurmayın!
Hani eskiden "Ben senin aldığınız nefesi bilirim" diye bir deyim vardı ya!
Ben onu değiştirdim: "Attığın mesajdan bile haberim var!"

Herkes şaşkın...
Herkes düşmüş 71 yaşındaki başkanın oral seks performansının peşine.
Kimi başkanı suçluyor, kimi kadını.
Bu konuda çok sayıda telefon aldım.
Telefondaki dostlarımızın ortak düşüncesi, 71 yaşındaki adamın hala bu konuda bir çabası olması mutluluk verici.
"Eğer olay gerçekse, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu vatandaşın emekliliğini iptal edip, yeniden çalışmaya başlatmalı" diyen bile var.
Yalnız şunu söyleyeyim.
Arayanların yaşı hep ileri düzeyde.
Yapma ya filan diyenler çoğunlukta.
Bir uyarıda bulunalım.
Hani böyle bir şeyi denemeye kalkmayın!