Ereğli'de son dönemde cinayet olaylarında ciddi bir artış var.
İnsanlar patır patır öldürülüyor. Toplumsal bir sorun olduğu belli.
Çözecek olan yetkililer nerede?
Jandarma ve Polis bölgesi ayır edilmeksizin yeni olaylar yaşanıyor.
Aylar önce Corona Virüs nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasaklarının milletin psikolojisini bozacağı konuşuluyordu.
Acaba Ereğli'de yaşanan, bunu etkiler mi diyorum!
Ama bu uygulama Türkiye'nin her yerinde olmuştu.
Ereğli'ye özel çalışma yapılmalı.
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz'ın Ereğli'ye özel önem verdiğini görüyoruz.
Ereğli'yi yönetenlerden de aynı hassasiyeti bekliyoruz.
Ereğli'de devleti yönetenlerin nitelikli dolandırıcılarla oturup kalkmasını doğru bulmuyoruz.


Kendini düşünen kentini düşünür mü?
Zonguldak'ta bir şeyler oluyor.

Ama insanlar çok beklediği için olanı görmekte, olacağa inanmakta zorlanıyor.
Zonguldak'ta yönetenlere güven sıfır.
Bürokratlar koltukta 'biraz daha nasıl kalırım'ın hesabında.
Liyakatli gelmedikleri için kime nasıl takla atacaklarının hesabını yapıyorlar.
Politikacılar ise önümüzdeki seçimin derdinde.
Bir daha seçilip seçilemeyeceklerinin hesabını yapıyorlar.
Özetle herkes kendi derdinde.
Kendini düşünen kentini düşünür mü?
Zonguldak niye böyle?
İşte bu yüzden.
Geçen gün sosyal medyada bir fotoğraf dönüyordu.
Kara lastikler ve iskarpinler.
'Zonguldak'ı bunlar kurdu' diyerek kara lastik koymuşlar.
'Bunlar batırdı' diye iskarpin koymuşlar.
Ülkenin kömüre ihtiyacı olduğunda Zonguldak varolmuş.
Kömüre ihtiyaç kalmayınca Zonguldak mahvolmuş.
Şimdi Filyos Limanına ihtiyaç var.
İnşallah Zonguldak yeniden ihya olur.
İnşallah yine birileri gelip aşımızı, işimizi çalmaz, toprağımıza el koymaz!


Fransız Kimyacı
Fransız Kimyacı Lavoisier 51 yaşında iken, mahkeme giyotinle ölüme mahkum eder.

Boynunun vurulmasını beklerken kitap okumaktadır.
Cellat, onu giyotine götürmek için yanına geldiğinde Lavoisier, nerede kaldığını unutmamak için kitabın arasına bir 'kitap ayracı' koymuştur.
Lavoisier, giyotine giderken Matematikçi arkadaşı
Langrange'i yanına çağırır:
"Kafam sepete düştüğünde gözlerime bak. Eğer iki kere göz kırparsam, insanın kafası kesildikten sonra bir süre daha beyin düşünmeye devam etmekte demektir" der.
Kafası giyotinle kesilir, sepete düşer ve gülerek iki kere göz kırpar.
Matematikçi Langrange diyor ki;
-"Lavoisier'in son saniyedeki ispat arayışı, bilimselliğin yüzyıllar sürecek meşalesidir.
İnsanları duyduklarına inanmayı değil düşünmeye davet ediyorum...


Günün Fıkrası: Ben de öyle sanıyordum
Genç bir kadın sol gözü mosmor bir halde annesinin evine geldi:

-Aman Allahım, kim yaptı bunu kızım?
-Kocam..
-Peki ama o Londra'da değil miydi?
-Ben de öyle sanıyordum ya anneciğim.