Zamanın Zonguldak Milletvekili Recep Zühtü Soyak, sevgilisini öldürmüş.
Deli raporu alarak kurtulmuş ve milletvekili olmuş.
Zonguldak'ta sevgilisini öldüren ve deli raporu alan biri milletvekilliği yapmış.
Şimdi bir siyasi partinin belde başkanının çocuk pornosundan dosyası var.
Bu kişi bile bile bu göreve getirilmiş.
Biri İl Başkanı, İlçe Başkanı, belde başkanı olarak atanacak kişi hakkında hiç araştırma yapmaz mı?
Bakın ben cep telefonunda çocuk pornosu bulunduğunu ve bu konuda hakkında bir dosya açıldığını biliyorum. Üstelik bu kişi emekli bir öğretmen.
Bugünden itibaren dosyanın akıbetini de araştıracağım.
Benim yaptığım bu araştırmayı İl Başkanı ve İlçe Başkanı neden yapmaz?
Zonguldak'ı kimler yönetiyor sevgili Zonguldaklılar.
Zonguldak'ta yaşadığını söyleyen ancak Zonguldak'ı yaşamayan insanlar siyaset yaparsa böyle olur işte.

Böyle özensizlik olur mu?
Temsil noktasında olanların her hareketleri takip edilir.
Geçenlerde bir İl Müdürünü ziyaret eden Vali Yardımcısının çok nostaljik bir kısa kollu gömlek giydiğini görmüş şaşırmıştım.
Bir Vali Yardımcısı ceketsiz, kısa kollu gömlekle bir İl Müdürüne nasıl resmi ziyaret gerçekleştirir? Diyelim ki anlık bir ziyaretti. O zaman fotoğraf paylaşmayın kardeşim sosyal medyada.
Dün başka bir ziyarette aynı özensizlik dikkatimi çekti. Ziyaret yine aynı İl Müdürüne yapılıyor.
Ziyaretçilerden biri gömleğini pantolonun üzerine salmış, Saç, sakal rezalet.
Böyle özensizlik olur mu?
Köyde muhtarı ziyarete giden yaşlı amcalar gibi.
Yaptığınız işin farkında olun.
Yaptığınız işin kıymetini bilin.
Bir daha böyle rezil görüntüler sergilemeyin.
Kendinize saygınız yoksa, karşınızdaki insana saygınız olsun.
Mesleğe başladığım ilk yıllarda Zeki Çakan Zonguldak Belediye Başkanı olarak görev yapıyordu.
Şehri düzeltirken, küçük dokunuşlar yaparken, bize de dokunurdu.
Sakal gördüğü zaman "Bunları her sabah keseceksin" derdi.
Üstümüzü başımızı çaktırmadan düzeltir "Kendinize dikkat edin" derdi.
Kızardık filan ama meğer ne kadar güzel şeylermiş yaptığı.
Bugünkü manzaraları görünce aklıma geldi, hatırlatmak istedim.

Kimin arabasına biniyorsa, onun kornasını çalışıyor
Bir dönem bize saran çocuğa ısrarla "Evladım, baban ben değilim" diye yazıyor, uyarıyordum.
Hatta, "Üstat" filan diyerek geldi, yüzüne de söyledim.
Anlattım, uyardım.
Söylediklerimle bana yanıt verirsin dedim.
Dediğim gibi oldu.
Çünkü ben 'mal'ımı tanırım.
30 yıldır bu işi yapan biri olarak, birinin iyi bir gazeteci olup olmayacağını gözünden ve bir kaç yazısından anlarım. Hele biraz sohbet edersem, asıl niyetini öğrenirim.
Bu yeni nesil, benim para kazandığım için iyi gazeteci olduğumu sanıyor.
Oysa ben iyi bir gazeteci olduğum için bunlardan fazla para kazanıyorum.
Ama bu çocuklar bana "Nasıl iyi gazeteci olurum?" sorusunu sormak yerine "Kimden, nasıl daha çok para alabilirim?" diye soruyorlar.
Bu tembel çocukların başarılı olma şansı yok.
Bunlar kalemlerini değil, kendilerini kiraya veriyorlar.
30 yıllık tecrübemle söylüyorum.
Yağcılık, yalakalıkla bir yere varmak mümkün değil.
Bir ilkeleri de yok bunların.
Kimin arabasına biniyorlarsa onun kornasını çalıyorlar.

Fıkra: Sabaha karşı!
Komşusu Harun'a:
- Aman komşum, dedi, karınla sevişirken perdeleri kapamayı unutmayın. Dün gece karşı apartmandakiler hep sizi seyretti.
- Atıyorsun! Dün gece arkadaşlarla meyhanedeydim. Sabaha karşı döndüm eve!