Yazıyorsun da ne oluyor?
Mücadele ediyorsun da ne oluyor?
Sana ne? Her şeyi sen mi düzelteceksin?
Huzurunu bozmana değer mi?
Bu ve benzeri birçok soru ve telkin ile karşılaşıyorum.
30 yıldır yazdıklarımın boşa gittiğini görmedim.
Mücadele ettiğim her olayda eninde sonunda kazandım.
Hep var oldum, hep ayakta kaldım.
Ömrümün sonuna kadar, kanımın son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğim.
Saldırılar beni yıldırmadı, aksine motive etti.
Günün koşullarına göre bize karşı güç gösterisi yapanlar zamanla güçsüz kalırken biz hep güçlendik.
Mücadeleyi haklı bir zeminde yaparsanız eninde sonunda kazanırsınız.
Zonguldak'ın Zonguldaklılar tarafından yönetilmesini savunuyoruz.
Zonguldak'ı ve Zonguldak insanını soyanlara karşı mücadele ediyoruz.
Bu kentin havasını, suyunu, toprağını kirleten, çalanlarla mücadele ediyoruz.
Hazine arazilerini işgal edenlerle, haksız kazanç elde edenlerle, Zonguldak insanını ezenlerle mücadele ediyoruz.
Zonguldak insanına haksızlık eden kim olursa olsun, ister milletvekili, ister vali, ister emniyet müdürü olsun. Mücadele edeceğiz.
Geçmişte ettik, yine edeceğiz.

Şeytan taşlıyorum
Baba, oğlunun yatak odasında basıldı.
Rezilliği içine sindiremeyen yeni evli oğlu, kendini aracın içine kilitleyip yaktı.
"Ben ne şerefsiz adamım? Oğluma böyle bir şerefsizliği nasıl yaptım?" diye kendisini yakması gereken adam, bugün kendi kendine övünüyor.
Neyse olay unutuldu gitti! Biz daha fazla kaşımayalım.
Oğlunun yatak odasında iş tutan baba millete ahlak dersi veriyor.
Hacca gidemedik, Kabe'yi tavaf edemedik! Sakalımız da yok!
O zaman bizde burada şeytan taşlayalım.
Büyük şeytana yedi taş atılır!
Biliyorsunuz değil mi?
İlk taşı attım!
Kaldı altı taş!
Şeytan taşlanırken sessiz olun!
Gürültü yapmayın!

Taze dulun ilişkisini sevgilisinin eşi deşifre etti!
Taze dul, yeni aşkını kimin ifşa ettiğini merak edip, muhbir arayışına girmiş!
Az daha gayret etse muhbiri bulacak! Ama bence muhbiri o da biliyor!
Siz hiç yormayın kendinizi! Ben söyleyeyim size ilişkinizi deşifre eden muhbiri!
Bak çıngıraklı yılan! İlişkinizi deşifre eden, evli sevgilinin bir çocuklu eşi!
Sen böyle bir kadınsın işte! Sen böyle arsız, yüzsüz bir kadınsın işte!
Artık senin için manşetler böyle olacak: Yuva yıkan kadın! Bir tane daha var böyle! O da yuva yıktı. Uzun süre yuvasız kaldı!
Yuva yıkanın yuvası olmaz! Ama sen yılansın! Beslenecek, yaslanacak bir koyun bulursun!

Günün Fıkrası: Av mevsimi
Veli, Dursun Dayı'ya dert yanıyor: Bizim tarla, eve epey uzak. Öğlenleri yemekten sonra canım çekiyor ama bu yüzden olmuyor. Akşamları dersen, çok yorgun oluyorum, yemeği yer yemez olduğum yere devriliveriyorum. Dursun Dayı: Kolayı var bre yeğen, diyor. Çiften yanında bulunsun. Fadime'yi canın çektiği zaman iki el karavana atarsın. Karın da tüfeğin sesini duyar, yanına gelir.
Veli seviniyor: Hay aklınla bin yaşa, Dursun Dayı! Bir ay sonra Dursun Dayı soruyor: Veli, çifte atma işi nasıl gidiyor?
Evvelleri iyiydi de. Av mevsimi başlayalı Fadime'nin yüzünü gördüğüm yok!