AK Parti Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığına seçilen Mükerrem Ayçiçek'in, seçim öncesinde çok iddialı açıklamaları vardı. Sanki Merkez İlçe Başkanı değil, Genel Başkan olmuş gibiydi. Zonguldak Valisi gibi açıklamalar yapıyordu.
Günler günleri kovaladı.
Mükerrem Ayçiçek ortalarda geziyor.
Sesini duyan var mı?
Sosyal medyada kendisini ziyaret edenleri paylaşmaktan başka bir etkinliği var mı?
Hani ondan kimse haksız bir talepte bulunmayacaktı filan.
Zonguldak sorunlarıyla ilgili bir açıklamasını duydunuz mu?
Mesela, emekliler, engelliler, gaziler, Özel Halk Otobüslerini işleten firmanın sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle mağdur oldular. Dolmuşlara para vermek zorunda kalıyorlar.
Şoförler Odası ile görüşüp bir çözüm aranamaz mı?
Hani belki kendisi ilçe başkanı olduğunu unutmuştur.
Biri hatırlatmıyor, biz hatırlatalım!

Bir gün değil, her gün...
Pusula Gazetesi ve internet sitesi Corona Virüs sürecine rağmen zirvedeki yerini korudu.
Son dönemde internet siteleri arasında bir yarış vardı.
Yarış neticelendi.
Herkes geleceği yere geldi.
Bundan sonra eğer bir hareket olacaksa, bir sitenin hamle yapması gerekir.
İlk üçte Pusula, Z Haber ve İnanış bulunuyor.
İlk iki değişmez görünüyor.
Üçüncülük için bir yarış olabilir, o kadar.
Hafta sonu Cumartesi ve Pazar 75 bin ayrı cihazdan giriş almak önemli bir iş.
Oldu mu, hayır.
Bu rakamlar bizi kesmiyor.
Bizim bu rakamı sürekli bir şekilde 100 bine oturtmamız lazım.
İşte o zaman internet sitesinin ekonomisi de bir noktaya gelecek.
Gücü de kendini aşacak.
Başarı için, bir gün değil, her gün, bir haber değil, tüm haberlerde zirve yapmamız gerekiyor.

Yalayarak bir yere gelinmez
Yaygın basına bakın.
Yerel basına bakın.
Yalaka medya asla okunmaz.
Etkili olmaz.
Basın muhalif olmalı.
Ancak gücü eline geçirenler, medyanın kendilerini desteklemesini ister.
Eleştiri istemezler.
Eleştirmeyen yayın organı okunmaz.
Zonguldak'ta etliye, sütlüye karışmayan yayın organları var.
Bu yayınlar gücü elinde bulunduranlar tarafından sevilir.
Ama halkta karşılıkları yoktur.
Bunu yayınların etkisinden, internet sitelerinin hitlerinden anlayabilirsiniz.
Eskiden yöneticiler, basın kuruluşlarını ayarlarlardı.
Şimdilerde 'eleman' ayarlayarak yapıyorlar bu işleri.
Daha ucuz oluyor. Taşeron sistemi yani.
Gazeteye para vermek yerine, gazetenin bir elemanına para veriyorsun.
Kiminin askerlik bedelini ödüyorsun, kiminin yakınını işe alıyorsun.
Bu kişiler, işleri görüldüğü andan itibaren 'yalama'ya başlıyorlar.
Böyle ömür geçmez.
30 yıllık meslek yaşantımda, 'yalayarak' bir yere gelebileni görmedim.

Instagram
Çağın vebası sosyal medyayı herkes gibi biz de kullanıyoruz.
Şu Instagram'a hastayım.
Herkes yakışıklı, herkes güzel.
Daha hiç çirkin olanını görmedim.
Instagram da görüp de, gerçek hayatta şaşırmadığım bir kişi bile olmadı.
Hep şok, hep şok.
Ama bir büyük şokum var!
Sadece bir kişi Instagram'da görüldüğünden daha güzel çıktı!
Söyleyeceklerim bu kadar!

Günün Fıkrası: Eşek
Nasrettin Hoca bir vakit eşeğini hava alsın diye zar zor dama çıkarmış.
Bir müddet sonra yeter artık inme vakti diye çekmiş eşeği kan ter içinde kalmış hoca, ama nafile. Eşek bir türlü aşağı inmemiş.
Ne halin varsa gör diyerek eşeği damda bırakmış inmiş aşağı.
Oynama alanı bulan eşek zıplamış durmuş damda. Öyle zıplamış ki dam delinmiş aşağı düşmüş ölmüş. Akıbeti ibretle seyreden hoca; "Demek ki eşeğin mertebesini yükseltirsen hem bulunduğu yere zarar veriyor hem de kendine."