Doksanlı yıllar.
İmam Hatip Liseleri yükseliyor.
Doktor, kaymakam, vali...
Mühendis, bürokrat, siyasetçi.
Toplumun her kesimine...
Devletin her kademesine talip olan bir imam hatip nesli.
Askere alınıyor.
Ama askeri okula alınmıyor.
Askerde en kritik görevler onlara veriliyor.
Tabii er olarak.

Onbaşı, çavuş olarak.
Yüzyılın sonlarına doğru...
Yükselişin önüne engel çekildi.
28 Şubat.

Kat sayı zulmü.
Sonrası...
Okullar boşaldı.
Diplomalar sadece ahiret için alınmaya, saklanmaya başlandı.
Gün geldi.
Bin yıl sürecek zulüm bitti.
Daha doğrusu.
Millet zalimleri...
Zalimlere destek olanları.
Zulme rıza gösterenleri tarih sahnesinden sildi.
Katsayı zulmü tarih oldu.
Tabii bu arada eğitim sistemi değişti.
Sınavlar.
Sıralamalar.
Düz liseler kalktı.
Sıralamaya giremeyenler.
Başarısız...
Tembel öğrencilerin önüne üç seçenek sunuldu.
Bir... Çıraklık eğitim.
İki... Dışarıdan eğitim.
Açık lise.
Üç... İmam Hatip Lisesi.
Anne babalar her daim örgün eğitimden yana tercih kullandı.
Sınav sonuçları yayınlanıyor.
Listenin sonunda yer alan ne kadar öğrenci varsa.
Hepsi İmam Hatip'e...
Geldiğimiz nokta şu...
İmam Hatipler eskisi gibi değil.
Esasında...
Doksanlı yıllarda İmam Hatip Lisesi'ne giden öğrenci ile...
Bugün İmam Hatip Lisesi'ne gitmek zorunda kalan öğrenci arasında dünya kadar fark var.
Biri mecburiyetten.
Biri gönüllü.
Biri çalışkan.
Diğeri tembel...
İmam Hatipler zor okullardır.
Hem lise derslerini göreceksin.
Ardından bir de meslek dersleri.
Hem İngilizce...
Hem Arapça...
Konuya daha dikkatli bakarsak.
İmam Hatip Lisesi'ne gitmek iki okula gitmek gibidir.
Gelelim günümüze.
Sınav sonuç listesinin dibine demir atmış çocukların İmam Hatip Lisesi'ne gönderilmesi.
Gitmek zorunda kalması...
Onların İmam Hatipli olduğunu göstermez.
Ve onlardan normal liselerde başarılı öğrencilerin yaptığı davranışları beklemek yanlış olur.
İlla ki günümüzde bir İmam Hatip Lisesi'ne bakacaksanız.
Veya İmam Hatipli'ye...
Anadolu Lisesi düzeyinde puanı olanlara bakın.
İşte İmam Hatipli olanlar bu kardeşlerimiz.
Eğer onların biri hata yaparsa...
Olaya sadece imam hatip penceresinden bakmak yanlış olur.
Kişilerin yaptığı hatalar kendilerini bağlar.
Bir camiayı.
Bir toplumu.
Veya etnik kökeni kişilerin hatalarıyla yargılamak son derece yanlış olur.