Alaplı Kavukkavla mevkiinde işadamı Yavuz Beşikçi ve Emine Aslan'ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürüyor.

Ancak cinayetin çok profesyonelce planlandığı düşünülüyor.

7 Mart 2020 tarihinde Bülent Beşikçi, babasını silahla yaralayan Ahmet Keleş'in babası Eyüp Keleş'i tabanca ile ateş ederek öldürmüştü.

Alihan Keleş ve Adem Keleş, babaları Eyüp Keleş'i öldüren Bülent Beşikçi'nin yakını olan işadamı Yavuz Beşikçi'yi yanındaki sevgilisi ile birlikte Alaplı Kavukkavla mevkiinde öldürdüler.

Olayda kullanılan taksi sürücüsü ve cinayete iştirak ettiği düşünülen 3 kişi gözaltına alındı ve tutuklandı. Cinayeti işledikleri düşünülen zanlılar ise firarda.

Gözaltına alınıp tutuklanan 3 kişinin o akşam güvenlik güçlerini yanılttıkları ve zanlıların olay yerinden uzaklaşmasını sağladıkları tahmin ediliyor.

Ancak herkesin aklını kurcalayan kişi olayda hayatını kaybeden Emine Aslan.

Emine Aslan'ın da cinayetin bir parçası olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Cinayeti planlayanlar, Emine Aslan'ı Yavuz Beşikçi ile İnstagram üzerinden yazıştırdılar.

Sonra buluşturdular. Alaplı Kavukkavla'ya gelmesini sağladılar.

Yer tespiti yapıldı, Yavuz Beşikçi şehir dışında öldürüldü.

Olayda yem olarak kullanıldığı düşünülen Emine Aslan ortadan kaldırıldı.

Hatta olay sırasında Yavuz Beşikci'nin arkasında duran araca da ateş açıldı.

O aracın koruma aracı olduğu sanıldı.

Cinayet çok planlı yapıldı.

Zanlılar kısa sürede bölge dışına çıkartıldı.

Jandarma olayı tüm ayrıntılarıyla inceliyor.

Erik dalı gevrektir

Zonguldak'ta Corona Virüs vaka sayıları günlük 40'ları, 50'leri buluyor.

Ancak düğünler, eğlenceler tam gaz sürüyor.

Sosyal medyada düğün salonlarından canlı yayın yapıyorlar.

Vallahi hiç Corona Virüs yokmuş gibi attırıyor vatandaş.

Düğün yapanları da anlamıyorum.

Kardeşim kıy nikahını git evine!

Sen evleniyorsun diye milleti niye riske atıyorsun.

Düğün için harcanan paraya yazık.

İnsanları hasta etmeye değmez.

Son dönemde gelinler, damatlar Corona Virüs oluyor.

Düğüne katılanlar Corona Virüs oluyor.

Değer mi insanların sağlığını riske atmaya.

Hafta sonunda Çaycuma'dan geçtim.

Neredeyse her kapı önünde bir düğün.

Davullar, zurnalar çalıyor.

Göbecikler atılıyor.

Karışan yok eden yok.

Sosyal mesafe yok.

Maske yok.

Göbek var.

Erik dalı var.

Corona var.

Virüs var.

Yol da gider, tünel de

İnşaat sektörü beraberinde birçok sektöre de hareketlilik getiriyor.

Ekonomiyi canlı tutuyor.

Hükümet bu nedenle inşaat sektörünü destekliyor.

Buraya kadar her şey güzel.

İmar, iskan, kaçak, göçek hepsini anlayabiliyoruz.

Ama inşaat hafriyatını başkasına ait tapulu araziye kaçak göçek dökmek nedir arkadaş.

Bir de arsa sahibini tehdit edeceksiniz.

Neymiş arsa hisseliymiş!

Hisseli arazinin hiçbir yerine hafriyat dökülmez.

Şehri yönetenlerin, ilgililerin hafriyat terörüne dur demesi gerekiyor.

Kozlu Sahil yolunda hafriyat döküm alanı açıldı.

Oraya döken yok.

Niye? Çünkü orası paralı.

Öküşne daha yakın.

Üstelik daha ucuz.

Çevre katledilmiş kimin umurunda?

Öküşne'de dere yatağı doluyor.

Yarın büyük bir yağışta tünel de kalmaz, yol da kalmaz.

Biz şimdiden yazalım, uyaralım.

Sonra "Allah'ın takdiri" deyip geçilmesin.

Gül-geç: Robot

Japonya'da hırsız yakalayan bir robot icat etmişler. Amerika'da 5 dakikada 180 hırsız yakalamış. İtalya'da 5 dakikada 80 hırsız Fransa'da 5 dakikada tam 30 hırsız yakalamış. Türkiye'de ise 5 dakikada robotu çalmışlar.