Zonguldak Vali Yardımcısı ve Kilimli Kaymakamı Nevzat Taşdan hakkında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede çok ciddi iddialar var.
Bu iddiaları okurken aklıma Nevzat Taşdan'ın Zonguldak'ta yaptıkları geliyor. Milli Eğitim'den sorumlu idi. FETÖ iltisaklı ismin Milli Eğitim İl Müdür Yardımcılığına imza atıyordu. Tüm uyarılara rağmen Vali'yi bile yanıltıyordu. Milli Eğitim Müdür Vekilinin ağabeyi FETÖ'den açığa alındı. Onu da tuttu. -Milli Eğitim'de bir yapı kurdular. O yapı hala devam ediyor. Şu anda görevde olan isimlerden biri FETÖ iltisakı nedeniyle Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı tarafından hakkında gizli soruşturma yürütülen ismin sözünden çıkmayan isim. Yeni öğrendim. Şaşırmadım.
Devletin Cumhuriyet Savcısının "Terör örgütü üyesi" dediği isim hala Zonguldak Vali Yardımcılığı ve Kilimli Kaymakamlığı sıfatını taşıyor. Açığa almak için davanın bitmesini mi bekliyorlar?
Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz için "Fetö lafını duyunca tüyleri diken diken olur" denmişti.
Sayın Vali babasını kaybetti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Acısı üzerinde kalsın.
Ama biz bu Nevzat Taşdan'ın taşıyamayız uzun süre.
Neyi bekliyoruz Sayın Vali?

Adama 'Emlakçı' dedik! Hepimizi ev sahibi yaptı!
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti'nin öncülük ettiği TOKİ Basın Sitesi'nde gazeteci arkadaşlar ev alsın diye seferber olduk. Bizim gazetedeki arkadaşlardan bir kaçı dışında herkes ev sahibi oldu. Olmak istemeyenlere de ısrar ettik. Paşa gönülleri bilir.

Ev aldıktan sonra da cırıldayanlar oldu. Şurası eksik, burası eksik diyenler oldu.
Bakıyorum şimdi kimsenin sesi çıkmıyor.
2+1 daireyi aldıkları fiyat 150 bin lira. 4 bin lira giriş parası ile daireyi aldıklarında ödedikleri para 15 bin lira. Şimdi 'Daireni satar mısın?' dediğinizde 300 bin liradan kapı açıyorlar.
Bugün dairesinin satanın cebine 170-180 bin lira para kalıyor.
Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti'nin meslektaşlarına yaptığı bu iyiliği kimse görmezden gelmesin.
Gazeteci olmayanlar da daire sahibi oldu.
Çünkü 100'den fazla daire yapıldı. Zonguldak'ta o kadar gazeteci yoktu. İlçelerden bile talep alındı. Eğer talepler yeterli sayıda olmasa TOKİ projesi yapılamıyordu.
Karşı çıkanlar, zorla daire sahibi olanlar, haber yapanlar şimdi dairelerini uçuk fiyata, el altından satmaya çalışıyorlar.
Yeri gelmişken Derya Akbıyık'a bir teşekkür edelim.
Adama 'Emlakçı' dedik!
Hepimizi ev sahibi yaptı!
Gazeteci diye seçtiğimiz ise daha haber yazmasını bilmiyor.
Okuduğunu anlamıyor.
Haber yazamıyor. Köşe yazamıyor.
İletişim özürlünün teki!
Diyecek ki, "Derya bunları yapabiliyor mu?"
Ev sahibi yapıyor ya!
Sen onu da yapamadın!
Asıl işin olan gazeteciliği de yapamıyorsun ya neyse!
Sar plağı başa! Papağan gibi aynı şeyleri tekrarla!
Bir, iki, üç! Haydi!

Hakim Bey, Hakim Bey

Üç köşe yazıma erişim engeli gelmiş.
Yazımda soyadı bile olmayan kişinin başvurusu ile erişim engeli verilmiş.
Sanırım kararı veren hakim, yazıyı okumamış.
Okusa böyle bir kararı asla vermezdi.
Önemli değil. Nihayetinde bu yazı.
Bir daha yazarız.
Bir daha yazarız.
Bir daha yazarız.
Ama hakimler, bir yazıyı okumadan karar veremezler.
Bizim bu işler için harcayacak ne paramız, ne zamanımız var.
İtiraz bile etmedim.
Biz yazalım, siz kaldırın.
Biz yazalım, siz kaldırın.
Biz yazalım, siz kaldırın.


Günün Fıkrası: Altıma kilim serdiler

Köyü eşkiyalar basmış, dört beş kadını kaçırmışlar.
Kaçırılan kadınların biri Ağa'nın karısıymış.
Bir hafta sonra kadınları bırakmışlar.
Herkes merakla ne olduğunu sorunca, kadınlar büyük bir dürüstlükle:
- Hepimizi sevdiler.
Ağa karısına dönmüş:
- Sen Ağa'nın karısı olduğunu söylemedin mi?
Kadın mahcup:
- Söylediiim...
- Ee ne oldu?
- Altıma kilim serdiler...