VIP, Çok Önemli Kişi anlamına gelen İngilizce Very Important Person 'un baş harflerinden oluşan kısaltmadır. Statüleri veya önemleri nedeniyle ayrıcalıklara sahip olan ve diğer insanlardan ayrılan ve önem arz eden kişileri tanımlamak için kullanılır.

Dilimiz, Very Important Person'a dönmediği için VİP deyince otobüs, minübüs anlaşılacağı için kısaca ÇÜK diyoruz. Yani çok ünlü kişi. Bu kişi şehirde belediye başkanı belirleyecek, siyaseti dizayn edecek düzeyde ise ona da En Çok Çok Ünlü Kişi diyoruz.

Kelime israfı haram olduğu için ona da bir kısaltma yapıp EÇÇÜK diyoruz.

EÇÇÜK, Zonguldak yerel ağızında 'Az' anlamına gelse de biz böyle yorumluyoruz.

Zonguldak'ta EÇÇÜK'ler ve ÇÜK'ler çoktur.

Zaten Zonguldak'ta genelde herkes çok ünlüdür.

Alfabemizde de ünlü ve ünsüz harfler vardır.

Ünlü harfler, ses yolunda bir engele uğramadan çıkan seslerdir. Bunlar tek başına okunur ve heceleri oluşturur. Türkçede 4 tanesi kalın, 4 tanesi ince olmak üzere toplam 8 tane ünlü harf vardır:

Kalın Ünlüler: a, ı, o, u

İnce Ünlüler: e, i ,ö, ü

Ünsüz harfler, tek başına söylenemeyen, ancak bir ünlü yardımıyla söylenebilen sesleri karşılayan harflerdir. 8 tanesi sert, 13 tanesi yumuşak olmak üzere toplam 21 tane ünsüz harf vardır. Alfabedeki sessiz harfler yanına "e" ünlüsü getirilerek okunur; be, he, ke, re... gibi.

Sert Ünsüzler: ç, f, h, k, p, s, ş, t

Yumuşak Ünsüzler: b, c, d, g, ğ, j, l, m, n, r, v, y, z

Zonguldak'ta da kalın ünlüler var.

Bir de ince ünlüler var.

Bir de sert ünsüzler var.

Yumuşak ünsüzler var.

Sert ünsüzlerden bir harf alıp, ince ünlü harfi yanına koyarsanız, sonra bir sert ünsüz daha koyarsanız ÇÜK'ü bulabilirsiniz.

Ama Zonguldak'ta bunu bulmak için alfabeye bile gerek duyulmuyor.

Yumuşak ünsüz bir harfin yanına, ince ünlü bir harf koyup onu sert ünsüz bir harfle birleştirdiğinizde olay kendiliğinden ortaya çıkar.

Onu da ben mi yazayım, siz bulun!

Şimdi bu üç harfliler Zonguldak'ta her zaman etkindirler.

Bunların orta harfleri kimi zaman 'i' olur kimi zaman 'ö' olur.

Böyle 'ü' olduğu zamanlar da olur.

29 harf ile neler neler üretiyor insan?

Müteahhitseniz, 29 malzeme ile bina yapabilir misiniz bilmiyorum.

Siyasetçiyseniz mesela; 29 harf ile dünyanın yalanını söyleyebilirsiniz.

Dolandırıcıysanız, 29 harfi kullanarak birçok insanı kandırabilirsiniz.

Yazarsanız, 29 harf ile sayfalar dolusu kitap yazabilirsiniz.

Şairseniz, kısacık bir şiirle dünyayı keşfedebilirsiniz.

Ama Osman gibi bir kafaya sahipseniz, 29 harf değil, 229 harf olsa yazamazsınız.

Adınız Yaşar'sa yapabilirsiniz!

Mesela arkadaşınızı dolandırabilirsiniz.

Sana TTK'dan bina alacağım deyip, karınızın hesabına 3 bin lira yollatabilirsiniz.

Mesela Fatih'e olan borcunuzu poşetçi adına düzenlediğiniz sahte senetle ödeyebilirsiniz.

Seçim çalışması diye topladığın paranın üçte birini harcayıp geri kalanını kasada saklayabilirsiniz.

Bunlar Allah vergisi yeteneklerdir.

Mesela biz yazdığımız haberi kasada saklayamayız.

Kasa patlar, biz çatlarız.

Biz yazarız. Çünkü biz ÇÜK değiliz.

EÇÇÜK hiç değiliz.

(Osman bu yazıyı 3 günde anlayamaz.)

Kıssadan Hisse: Düğme

Japonya'dan gelip Amerika'da üniversite okuyan bir gencin düğmesi ile ilgili bir hikaye. Japon genç Japonya'dan bursla gelmiş biri. Fazla giysisi yok. Bütün sene aynı kıyafetlerle dolaşan tek derdi okumak olan bir genç. Bir gün bu gencin gömleğinin düğmesi kopmuştur. Kopan düğmenin yerine kola kutusunun açma halkasını takan genç üniversitede alay konusu olur. Bu durum üzücü muhakkak. Ama düğme almaz yine de. Son sınıfta mezun olduğunda bu dalga geçilen olayın nedenini açıkladığında büyük bir utanç yaşamıştı Amerika. Yaptığı açıklama şuydu:

"Bir düğme yüzünden dalga geçtiniz. Neden bir düğme alıp yerine dikmek yerine, benimle dalga geçmenize izin verdiğimi merak ediyorsanız şunu söyleyeyim ki; Hiroşima'da halkımı katleden bir ülkeye bir düğme parası dahi vermemek içindi. Benim kazandığım paranın tek bir kuruşunu bile hak etmiyorsunuz. Bu ülkeden düğme parası dahi harcamadan gideceğim için mutluyum"