Zonguldak, sınıf ayrımının en derinini yaşamış bir kent.

Bu kentin insanı yüzlerce metre derinlikten ömrü pahasına kömür çıkartırken, yukarıda aynı derinliğine parayı nasıl gömeceğini hesaplayanlar vardı.

Yukarıdakilerin özgürce gidebildikleri Deniz Kulüpleri vardı.

Tenis kortları vardı.

Bir avuç kömür için ömür tüketenlerin köylerinde öküzleri vardı, harmanları vardı, tarlaları vardı.

Ama onların Deniz Kulübüne, tenis kortuna girmeye hakları yoktu.

Sınıfsal ayrımın böylesine derin yaşandığı bir kentten, bugünlere geldik.

Şimdi çay ocağı işletmecisi işadamı diye yazılıyor.

Çay ocağı işletmecisi. Ocakçısı ve garsonu var. Belki bir tane sigortalısı yok.

Belki de işyeri eşinin üzerine, kendisi sigortalı.

'Adam'lığı sorgulanacak kişi, işadamı diye anılıyor!

Siyaset bunların eline düşmüş.

Biri borcunu ödemek için, başka biri adına sahte senet düzenlemiş.

Borç ödenmeyince sahtekarlığı ortaya çıkmış.

O da işadamı diye ortalıkta geziyor.

Bana göre adam bile değil!

Zonguldak'ta imar yolsuzluğunun babasını yapmış.

İmar kirliliğinden hapis yatmış.

Siyaseti dizayn etmeye kalkıyor.

"Hırsızlık benim kanımda var. Huyum kurusun" diyen bir at hırsızından söz ediyorum.

Beni asıl delirten şey, bu insanlara itibar edilmesi.

Mesela biri var "Onu ben belediye başkanı yaptım" diyor.

Benim için o kişi "Ali Rıza'yı ben belediye başkanı yaptım" dese, anında istifa ederim.

Yediremem kendime.

Ama şimdi neler söylüyor başkanın arkasından.

İmar hırsızı da öyle.

"6 ay yedirdim içirdim" diyor.

Eğer yemişsem, gider kusarım o iblisin üstüne!

Yıkar geçerim orayı.

Sen ki, arkasında Çevre ve Şehircilik Bakanı, sen ki arkasında İçişleri Bakanı, sen ki arkasında Cumhurbaşkanı olan bir başkansın, sen ki arkasında 3 milletvekili olan başkansın.

Ama bunun için insanda üç harfli sağlam bir şey olması lazım.

Üç harfli sağlam bir şey olması lazım.

Işığı söndürmeyi unutma!

Osman, yazdığım kişilerden para almak için bana yazıyor.

Son dönemde beni Vali'ye şikayet ediyor.

Varsayalım Osman'ın yazdıklarının tümü doğru.

Vali yapacak? 12 Eylül döneminde Sıkı Yönetim Mahkemesi'nin rahmetli Ali Bahadır'a yapıldığı gibi Samsun'a sürgün mü gönderecek? O da Vali'nin kendi kararıyla olmuyor. Mahkeme kararı gerekiyor. Üstelik sıkıyönetim gerekiyor.

Diyelim ki gönderdi. Ben de internetten yazarım? Onu nasıl engelleyeceksin?

Sen hangi kafa ile bu yazıları yazıyorsun?

Tembel, kalk dolaş biraz haber yap. Siten paldır kültür düşüyor. Dünkü siteler seni geçti!

Sen merak etme. Vali Bey, ne sorarsa ben ona söylüyorum.

Hem de lafı hiç dolandırmadan.

Yazdıklarımı da, yazmadıklarımı da!

Sen bakliyatgillerle dedikoduya devam et!

Şunu unutma: Devletin elinde hepimizin fişi var!

Senin de ne olduğunu biliyorlar, benim de!

Işığı söndürmeyi unutma!

Eğer Allah'a (CC) ve onun peygamberi Hazreti Muhammed'e (S.A.V) inanmasam, Osman'ın son peygamber olduğuna inanırdım!

Kendisini öyle güzel anlatıyor ki!

Tanımasam inanırdım!

Osman da buna inanırdı!

Bunu biz istedik

Zonguldak'ta Corona Virüs vaka sayıları bin 200'lere geldi.

Bunun böyle olacağı belliydi.

Caddeler dolu, plajlar dolu.

Kafeler dolu.

Düğün salonları dolu.

Bu arada hastaneler dolu.

Yoğun bakımlar doluyor.

Yeni salgın geliyor.

Bize rahat battı.

Kendi kendimize kaşındık.

Şimdi sokağa çıkma yasağı olsa yeri.

Günün Fıkrası: Ölen eşek!

Erzurumlu harmanını kaldırmış, ekinini kurutuyormuş.

Öğleden sonra gökyüzü kararmaya başlamış..

-'Allah'ım, ne olirsen ekinim gurumadan yağmurunu yağdırma! '

-'Allah'ım, birkaç gün daha yağmurunu yağdırma, ne olirsen' diye dualar edip durmuş. Ekini kurudu kuruyacak. Akşam üzeri, son yarım saatte bir yağmur bir boran. Tüm ekini çürümüş....

O hırsla eve gelmiş, Bir de bakmış ki; eşeğine de yıldırım çarpmış...

Bu olay Erzurumlunun içine oturmuş ama hemen bir şey yapamamış. Zaman geçmiş, Ramazan ayı gelmiş. İlk gün niyetlenmiş Erzurumlu...

İftara tam yarım saat kala, bir sigara çıkartıp yakmış. İlk nefesini şöyle bir güzelce çekmiş ve gökyüzüne bakarak üflemiş.

-'Nasıl? illet oliysen şimdi değil mi?' demiş ve eklemiş: 'Ölen eşeği de gurbana saymazsam şerefsizim...'