IP (ip)...
Ay pi..
Internet Protokol...
Dört sayıdan oluşur.
İnternete çıkan her bilgisayarın, böyle bir adresi vardır.

İnternete bağlı her bilgisayar...
Girdiği her sitede...
İz bırakır.
Takip gerektiğinde de bu izden takip edilir.

Esasında internet alan adları da bu rakamlardan oluşur.
Ancak hafızada kalması...
Kullanım kolaylığı olması için...

Bu rakamların karşılığında kelimeler atanır.
Nihayetinde...
www.pusulagazetesi.com.tr gibi alan adları...
İnternet siteleri yayına başlar.
Kısacası...
İnternete bağlı her bilgisayarın bir 'ip'i vardır.
Birbirine ulaşanların hepsi, aynı zamanda birbirine bağlıdır.
[*] [*] [*] [*]
Bir de çok bilinen ip var.
İplik...
Halata varıncaya kadar...
Hepsinin değişik isimleri.
Ölçüleri.
Boyutları var.
[*] [*] [*] [*]
Akköy'de serçe parmak kalınlığında olanlara 'ip' denir.
Daha inceleri 'iplik'.
Daha kalınları.
Urgan.
Halat.
İp...
Deyip geçmeyin.
Meşakkatli.
Ustalık gerektiren bir hazırlık süreci var.
O ayrı yazı konusu.
[*] [*] [*] [*]
Kişi giriyor internete.
Sosyal medyaya...
Ona sallıyor.
Buna sallıyor:
Sahte hesap.
Sahte isim.
Başı yalan olan hiçbir işin, sonu doğru gelmez.
Ahkam kesiyor.
Madem bu kadar doğrusun...
Hesabın niye sahte?
Adın niye takma?
Aynı ip üzerinden farklı isimlerden yorumlar.
Muhtemel kişilik bozukluğu.
Bakıyorsun ip'ine...
Nereye bağlı?
Bizi çok bağlamaz.
Ama kişi yazıyor.
Ak...
Kara...
Doğru.
Eğri...
Ne dediğini o da bilmiyor.
Laf olsun diye yazıyor.

[*] [*] [*] [*]
Her gelen yoruma...
Her habere...
Her söze...
Doğru gibi değer verir.
Okurum.
Dinlerim.
Sonrasında karar veririm.
Kendi doğrularıma uyuyorsa.
Başım-gözüm üstüne.
Yoksa...
Kimin ipi nereye bağlı.
Kimin peşine takılmış.
Herkes kendi yaptığından sorumlu.
[*] [*] [*] [*]
İnsanlar farklı siyasi görüşte...
Dünya görüşünde...
İnanışta olabilir.
Kişiyi bağlar.
Biz, ortak paydalarımıza bakarız.
Eğer millet, memleket çizgisinde doğru olarak yürüyorsa...
Söz bitmiştir.