CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, hem sosyal medyayı, hem yaygın medyayı, hem de yerel medyayı çok iyi kullanıyor.

Yol ve yöntemlerini çok iyi biliyorum.

İktidarın kabul etmeyeceğini bildiği konuları TBMM'de gündeme getiriyor.

Kabul edilmeyince başlıyor bağırmaya.

İktidar milletvekillerine soruyorum:

"Deniz Yavuzyılmaz ile Meclis'te karşılaşıyor musunuz? Görüşüyor musunuz?"

"Merhaba, merhaba" diyorlar.

Ünal Demirtaş'ın bu konuda daha iyi olduğunu, anlaşılabilir olduğunu söylüyorlar.

Deniz Yavuzyılmaz, "Arkadaşlar şöyle bir konu var. Benim araştırmalarıma göre durum şöyle. Siz bu konuda ne yaptınız? Ben bu konuda şunu yapacağım" dese, samimi olmaz mı?

Deniz Yavuzyılmaz, popülerliğini artırmak, genel başkanın gözüne girmek, milletvekilliğini sürdürmek istiyor.

En doğal hakkı.

Ama tüm bunlar olunca Zonguldak'ın bir karı oluyor mu?

Hayır.

67'liler Platformu'na çağrı

67'liler Platformu'nun şehir dışındaki üyelerine ve Zonguldak'taki destekçilerine sesleniyorum.

Hepiniz bu kentin nimetleri sayesinde bir yerlere geldiniz.

İş güç sahibi oldunuz, makam/mevki sahibi oldunuz, ev sahibi oldunuz, yazlık sahibi oldunuz.

Zonguldak, sizin doğup büyüdüğünüz, okuyup gezdiğiniz Zonguldak değil.

Gelin imkanlarımızı birleştirelim.

Elinizi cebinize atın.

Zonguldak çocuklarını okutalım.

Siz oradan ne kadar burs çıkartırsanız, biz de buradan en az o kadar çıkartacağız.

Var mısınız?

Zonguldak için konuşmaktan, eski günleri anlatmaktan, Zonguldak'ı rakıya meze yapmaktan başka ne yaptınız?

Gerçekten Zonguldak'ı seviyorsanız elinizi cebinize atın.

Haydi bakalım.

Yoksa bu yıl 67'liler Platformu çıkar, seneye 68'liler Platformu, ondan sonra 69'lular Platformu, daha sonra 70'liler Platformu.

Konuşur dururuz.

Zonguldak'ı seviyorsanız, elinizi cüzdanınıza atın.

Tele Muhabir!

Eskiden muhabirlerin uzmanlık alanları vardı:

Politika Muhabiri, Meclis Muhabiri, Spor Muhabiri, Magazin Muhabiri, Adliye Muhabiri, Polis Muhabiri gibi.

Şimdilerde buna bir de Tele Muhabir eklendi.

Bunlar, saati 100 liraya çalışıyor.

İnternet şeysinde bir saat konuşucunca, 100 lira alıyorlar.

2 saat konuşunca 200, 3 saat konuşunca 300.

Verin kardeşim adamların parasını, ağızları kurudu!

Bir insanın kalbi bu kadar pis olabilir mi?

Biri anlatıyor:

Evini, araya giren hatırlı bir belediye başkanı yüzünden kiraya vermiş.

Aylarca kira alamamış.

Kiracıyı tahliye etmiş.

Kiracı, evden çıkarken, duvarları köpek pisliği ile sıvamış.

Ev sahibi şoka girmiş.

Alamadığı kiraya mı yansın, evin geldiği hale mi, duvarlardaki köpek pisliğine mi?

"Bu nasıl bir ruh hastası?" diyor!

Sahi, insan kirasını ödemediği evin duvarına neden köpek pisliği sürer?

Bir insanın kalbi bu kadar pis olabilir mi?