Çiçek zamanı.
Bizde çiçek.
Doğrusu, ıhlamur.
Çalışmak.
Günü tam anlamıyla verimli geçirmek.
Kısacası...
Erken kalkan yol alır.
Gün ışığıyla çıkılır yola.
Daha önceden tespit edilen ağaçların olduğu bölgeye ulaşılır.
İşin erbabı çıkar ağaca.
Yukarıdan aşağıya budar.
Ormancılar mesaiye başlamadan, ağaç budama işi biter.
Demet demet istiflenir.
Sessizce...
Gölgede toplanmaya başlanır.
Büyük un çuvalları...
Tıka basa...
Tepe tepe doldurulur.
Gün batımında yola çıkılır.
Toplanan çiçek, eve gelince çardağa serilir.
Gün ışığıyla kurutulur.
Tam bu zamanlar...
Bir hafta...
Bilemedin iki hafta.
Sürmez.
Çiçek toplama işi biter.
Çoluk-çocuk...
Ne toplandıysa...
Evin ihtiyacı ayrılır.
Gerisi satılıp, eve kışlık alınır.
Satış...
Ürün kaçak.
Aracı çok.
Çok kıymetli bir ürün, yok pahasına satılır.
Yapılan iş...
Kaçak-göçek...
Malum.
Ormandan izinsiz ürün almak yasak.
Gönül ister ki...
Ihlamur ormanları kurulsun.
Vatandaşa usulünce verilsin.
Hem katmadeğer üretilsin.
Hem köylüye yasalar çerçevesinde destek sağlansın.
Eskisi gibi bulunmuyor...
Ak mantar.
Bizdeki adı kirmit.
Bölgeye göre...
Literatüre göre isim farklılığı oluyor.
Önceden...
Kastımız...
Ormanlarda keçilerin gezdiği zamanlar.
Sonbaharda düşen yapraklar, ormanın altını örtü gibi kaplayamıyordu.
Keçilerin ayağı altında eziliyor.
Toz oluyordu.
Palamutlar toprakla buluşuyordu.
Çeşitlilik oranını hep koruyordu.
Şimdilerde öyle değil.
Ormanın altı, mevsime göre renk değiştiriyor.
Değişmeyen tek şey...
Ağaç yapraklarının toprağa karışmadığı.
Ezilip toz olmadığı...
Böyle olunca kültürel çeşitlilik azalıyor.
[*] [*] [*] [*]
Ak mantar...
Toplanır.
Kavurması yapılır.
Konservesi yapılır.
Közde kızartılır.
Fırına sürülür.
Çeşit çeşit yemeği yapılır.
[*] [*] [*] [*]
Tabii önce tanımak, bilmek gerekir.
Mantar deyip geçme.
Erkeği var.
Dişisi var.
Zehirlisi var.
[*] [*] [*] [*]
Köyden koptukça...
Köydeki hayat da bizden kopuyor.
İklim değişiyor.
Doğa değişiyor.
Biz değişiyoruz.
Velhasılı...
Yeni bir dünyaya doğru ilerliyoruz.
Artık sadece mantar değil.
Hiçbir değer eskisi gibi bulunmuyor.
