Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz hakkında göreve geldiği ilk gün ne kadar hassas olduğunu vurgulayan bir yazı yazmıştık.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nde bakılan kuzularla ilgili de, Filyos Ateş Tuğla Fabrikası ile ilgili de aynı hassasiyeti gösterdiğini gördük.

İşin küçüğü, büyüğü yok. Her koşulda kamuoyu bilgilenecek.

İlçe ziyaretleri yapan Vali Bey'in beldelere kadar gidip vatandaşlarla sohbet etmesi, 24 saat ulaşılabilir olduğunu belirtmesi çok güzel.

Devlet vatandaş kaynaşmasının en güzel örnekleri sergileniyor.

Niye saldırdıkları ortaya çıktı

Halkın Sesi Gazetesi'nin hezeyanını anlayabiliyorum.

Onların derdi, Kız Meslek Lisesi değilmiş! Yazıda hala hayatta olan genelev sahiplerinden söz ediyorum ya! O yüzden kızmışlar bana. Meğer o ev sahiplerinden üçüyle Halkın Sesi Gazetesi ortaklarından Mustafa Özdemir'in arası iyiymiş!

Solcu ve sosyal demokrat geçinen birinin genelev patronları ile iyi geçinip orada çalışan kadınları küçümsemesi akıl alır bir iş değil! Emekten yana biri nasıl böyle bir gaflete düşer?

Biz, söz konusu yazımızda Kız Meslek Lisesi'nde okuyanlar ile genelevde çalışanları bir tutan ifade kullanmadık. Biz, Kız Meslek Lisesi'nde eğitim görenlerin hatıraları nedeniyle okulun koruma altına alınması fikrinin doğru olmadığını söyledik. Eğer bu iş hatıraya kalırsa, en çok hatırası olan yerlerden birinin genelev olduğunu söyledik.

Halkın Sesi, bizim genelevdeki kadınlarla, Kız Meslek Lisesi'nde okuyan öğrencileri bir tuttuğumuzu yazmış. Kamuoyunda algı yaratacak, bize olan tepkiyi artıracak ya! Sizin genelevde çalışan kadınlardan ne üstünlüğünüz var? İnsanları bu şekilde ayırmak doğru mu?

Bir de bizim bu konularda sabıkamız çokmuş.

Halkın Sesi Gazetesi, gazetenin ortaklarından Mustafa Özdemir'in yazdığı yalan haberler, özel hayat ihlali ve haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından kaç kez ceza aldığını, kaç kez cezaevine girdiğini yazsa da kamuoyu kimin ne olduğunu öğrense. Bir de mahkemelerce kesinleşen tazminat tutarının miktarını 9 sütuna sığdırsa!

Gelelim Osman'a!

Osman bir daire müdürü için 'Kalas' diye yazı yazdı. Bir daire müdürü için sevgilisine

ev aldı diye yazdı.

Bir sivil toplum örgütü başkanı için "Sekreterini hamile bıraktı. Kaç kez kürtaj yaptırdığını biliyoruz" diye yazdı.

Vali Erdoğan Bektaş, Milletvekilleri Polat Türkmen, Hamdi Uçar ve benim fotoğrafımı koyarak "Böyle başa böyle tarak" yazdı.

Bizim Kız Meslek Lisesi yazımız üzerine, Karaelmas Gazeteciler Derneği yöneticilerini arayıp kınama yapılması için ikna çalışması yaptı.

Osman önce, Belediye Başkanının baldızıyla ilişkisi olduğunu iddia eden gazeteyi kınasın. Belediye Başkanının 40 milyon liralık oteli olduğunu iddia eden gazeteciyi kınasın. Tabi bütün bunlardan önce ilin valisi ve milletvekillerine "Böyle başa böyle tarak" diye manşet atan kendini kınasın.

Kişisel husumetine Karaelmas Gazeteciler Derneğini ve gazetecileri alet etmesin.

Reytingi ne zaman düşse bize saran Osman! Sana reyting yok.

İyilik, güzellik

Kentin sayılı esnaflarından biri, tam para kazanacağı dönemde yerinde saymaya başlamış.

Yakın dostları durumu anlamaya çalışmışlar. Bakmışlar ki esnaf para yerine sekreterini sayıyor. Uyarmışlar dinletememişler.

Elde, avuçta ne varsa gitmiş. Dönemin parmakla gösterilen sayılı esnafı eşinin üzerinden çektikleri kredi ile aldıkları eve kadar düşmüş. Yenge kapı dışarı etse sokakta kalacak. Çünkü sekreter de çekip gitmiş!

Eeee...

Esi, iyilik güzellik.

Günün Fıkrası: Güzellik Salonu

Temel akşam eve gitmiş, Fadime evde yokmuş. Yarım saat sonra Fadime gelmiş. Temel sormuş;

- Neriyeydun Fadime?

- Guzelluk salonina gitmişidum.

Temel, Fadime'nin yüzünü dikkatle inceledikten sonra dudak büktü:

- Eeeee ne oldi sıra saa gelmedi mi?