Yerel gazetelerin internet sitelerinde AK Parti Ereğli İlçe Başkanı Fatih Çakır'ın fotoğrafının üzerindeki 'kampüs' yazısını 'kumpas' şeklinde okuyunca "Eyvah galiba haber atladım" dedim!

Meğer Fatih Çakır, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'nin Ereğli'ye kurmadığı kampüsten söz ediyormuş.

Ben ise Ereğli Ağız ve Diş Sağlığı'nda çalışan üç kadının, hastane yöneticileri hakkında verdikleri 'grup seks' içerikli dilekçeden söz ediyor sandım.

Bu dilekçelerin Fatih Çakır'ın ofisinde hazırlandığı ve Kaymakamlık makamına da Fatih Çakır'ın verdiği şeklinde bir iddia var. Zonguldak'taki siyasetçiler "Konuyu bize Fatih Çakır aktardı" diyorlar.

Fatih Çakır bu işin neresinde?

Kampüs mü, kumpas mı?

Öğrensek iyi olur.

Mimarlar Odası Zonguldak Temsilciliği Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Demirtaş, MAKZON tartışmaları konusunda şu açıklamayı yaptı: "Yetkililer gördükleri her boşluğa, dar bir kadroyla gizlice belirledikleri şeyleri sokuşturmaya çalışıyor. Zira MAKZON, Zonguldak'ta başka yerlere de kurulabilir, ama endüstri mirası bu yapılar başka yerde yok. Zonguldak'ın kömür kültürü ve maden makineleri üzerine bilgi ve emek birikimini devam ettirecek MAKZON gibi bir maden makineleri kümelenme sanayi tesislerine de çok ihtiyacı var. Kent ekonomisi ve istihdam açısından çok önemli, çok önceden hayata geçirilmesi gereken bir yatırım projesi. Kent merkezindeki Sanayi Sitesini kent merkezinden kaldırmak amacıyla Tasmacı/ Elvanpazarcık mevkiinde bir alan da bulunmuştu."

Sizce de aklın başında bir öneri değil mi?

Uyuşturucu satıcısı

Bu köşeyi takip edenler uyuşturucu kullanan birinin gazetecilik yapamayacağını yazdığımı hatırlayacaklar. Ben büyük bir hata yaptım. Yazdığım kişi uyuşturucu satıcısı imiş! Çünkü hakkında yürüyen dava, 'uyuşturucu ticareti' yapmak şeklinde açılmış.

Bu suçun cezası da şöyle imiş: "Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren (temin eden), sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, 10 yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması halinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz."

Diyeceksiniz ki, böyle niye uzatıyorsun.

Yaz adını geç! Ama öyle keyifli olmuyor ki!

Günün Fıkrası: Yalancı!

Çobanın biri koyunlarını otlatıyormuş. Bir derviş gelmiş sormuş:

- Köpek senin mi?

- Benim!

- Onunla konuşabilir miyim?

- Köpek konuşamaz!

Derviş köpeğe yaklaşır.

- Nasılsın?

- Fena değil! (Çoban şaşkın...)

- Bu adam senin sahibin mi?

- Evet.

- Sana iyi davranıyor mu?

- Evet, çok iyi. Günde iki kez tuvalet için dolaştırıyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor.

Derviş çobana sorar.

- Bu at senin atın mı?

- O at da benim!

- Onunla konuşabilir miyim?

- At konuşamaz yahu!

Derviş ata yaklaşır.

- Nasılsın?

- Fena değil! (Çoban daha da şaşkın...)

- Bu senin sahibin mi?

- Evet.

-Sana nasıl davranıyor?

- İyi. Bana her gün gerekli yürüyüşleri yaptırıyor, fazla yük bindirmiyor, günde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor ve içinde yiyecek ve yataklık olan ufak bir ahır inşaa ediyor. (Çoban ne gözlerine ne de kulaklarına inanmaktadır)

Derviş tekrar Çobanın yanına gelir.

- Bu dişi eşek senin mi?

- Eşek benim ama peşin söyleyeyim çok yalancıdır...