Önce bir hatırlatma.
Bu yazı perşembeden yazıldı.
Cuma namazındaki ahvali görmeden.
[*][*][*]
Yaklaşık iki buçuk aydır camiler ibadete kapalı.
Malum virüs.
Camiden.
Cemaatten.
Aileden.
Eşten, dosttan uzaklaştırdı.
Aramıza mesafe koydu.
Bilim kurulu.
İlim kurulu.
Eğer onlardaki bilgi bizde yoksa.
O zaman onların gösterdiği yoldan gideceğiz.

Söylediklerini harfiyyen yerine getireceğiz.
Birey olarak.
Aile olarak.
Dikkat ettik.
İtina ile emirlerini yerine getirme gayretinde olduk.
Süreç malum.
Yükseldi.
Durakladı.
Düşüşe geçti.
Adım adım normalleşmeye başlıyoruz.
Cuma namazı.
Kontrollü yerlerde izin verildi.
İlk deneme.
Bizim cami cemaatimiz biraz tevekkül sahibidir.
Ancak tedbir takdir ilişkisinde çok dikkat etmezler.
İnşallah ederler.
Sürecin iyileşmesine katkıda bulunurlar.
Cuma namazı kılınacak yerleresin sayısı artar.
Örnek...
Köyler...
Hemen hemen her caminin bahçesi müsait.
Bilim kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda gerekli önlemler alınır.
Hastalıkla mücadele...
Bedenin emanet olduğu bilinci...
Vesaire...
Bir Müslüman...
Allah'ın emirleri doğrultusunda bu olaya yaklaşırsa.
Süreç kısalır.
Hizmet verecek olan ibadethane sayısı artar.
[*][*][*]
Cumasız günler bitti.
İnşallah insanımız gevşemez.
Yaşanan süreci unutmaz.
Gelinen noktayı hafife almaz.
Velhasıl
Yasaklı günler de biter inşallah.

Yasaksız günlerde yeniden buluşuruz.
Elimizdeki nimetin kıymetini kaybedince anladık.
Tecrübe edindik.
Rabbim hasta kullarına şifa...
Dertli kullarına deva versin.

Sosyal medya...

Sosyal medya bakıyoruz.
Yasak var.
Sokağa çıkma yasağı.
İnsanlar piknik pozu.
Kimi eskiyi yad ediyor.
Kimileri durum anlamıyor.
Gaza geliyor.
Yenisini yapıyor.
Kimi yolda izde.
Kimi bağda bahçede.
Kimi işte güçte.
İzni olanlar belli.
Olmayanlar gaza gelmesin.
Sosyal medyanın güzel yönleri var.
Bilgi paylaşımı.
Haberdar olma.
Vesaire...
Kötü yönleri var.
Biz biz olalım.
Elimizdeki nimetlerin güzel yönlerini bulalım.
Kullanalım.
Yanlışta yarışmayalım.