Ülke tam düzlüğe çıkacak, ekonomik kriz patlıyor.

Ülke tam düzlüğe çıkacak, siyaset kutuplaşıyor.

Ülke tam düzlüğe çıkacak, komşuda savaş çıkıyor.

Ülke tam düzlüğe çıkacak, Corona Virüs başlıyor.

Ülke tam düzlüğe çıkacak, minareden Çav Bella çalıyor.

Ülke tam düzlüğe çıkacak...

Zonguldak için farklı mı?

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, ÇATES özelleştiriliyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, kömür fiyatları düşüyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, ginseng içen milletvekilleri kavgaya tutuşuyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, seçim geliyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, Corona Virüs geliyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, Vali 'Sağlıkçılar bize yük oldu' diyor.

Zonguldak tam düzlüğe çıkacak, iplik fabrikası Corona Virüs üretiyor.

Zonguldak, Türkiye'nin aynasıdır.

Ankara'dan rüzgar nasıl eserse Zonguldak'ta da öyle eser.

İşin aslına bakarsanız, 'Tam düzelecekti' diye bir şey yok.

Türkiye'de bu siyasetçiler, Zonguldak'ta bu bürokratlar varken hiçbir şey düzelmez.

Gerginlik hep sürer.

Siyasi Partiler Kanunu değişecek, halkın iradesi sandığa yansıyacak, daha güçlü ve etkin siyasetçi olacak.

Bu sistemde etkin yerel siyasetçi olur mu?

Olamaz. O da başka bir tartışma konusu aslında.

Ama dönüp dolaşıp liyakata geliyoruz.

Bakanını bulan, adamını bulan, sendikasını bulan, cemaatini bulan bir yerlere geliyor.

Bir de 'alnı secde görme' kriteri var tabi!

Bu kafayla yeni bir 15 Temmuz görmezsek iyi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin bir il müdürlüğünde şu tarikat diğerinde başka bir tarikat etkin.

Her kurum kendi rantını bağlı olduğu cemaate aktarıyor.

Ve bunu Allah rızası için yaptıklarına inanıyorlar.

Kurumlarda sendikaların yanında bir de cemaat var yani.

Sendikanı, cemaatini doğru seçip, bir de siyasetçi ayarladığında bir yerdesin.

Liyakat sahibi olmanın bir önemi yok.

En büyük sorun bu.

Diploman var mı, var?

Peki yeterli donanımın var mı?

Eğitim şart, liyakat şart.

Cemaatleri, tarikatları sistem dışında tutmamız gerekiyor.

Keşke memur sendikaları da kurumlarda bu şekilde örgütlenip çalışanların ayrışmasına neden olmasaydı.

Sendika dediğin muhalif olur.

Ama bizde iktidarın sendikası var!

Sendika yöneticileri, üyelerini, yandaşlarını, arkadaşlarını bir yerlere getirmek için çalışıyorlar.

Sonra sendikacılık yaptıklarını söylüyorlar.

Patronla koltuk pazarlığı yapan sendikacı mı olur?

Burası Türkiye, oluyor böyle.

Yarın iktidar değişse, şimdi görevde olanların yüzde 99'u yerinde kalamaz.

Şimdikilerin yaptığını, gelenler de yapar!

Onlar da liyakat aramaz.

Burası Türkiye.

Her şey tam düzlüğe çıkacak sanırsınız.

Bakmışsınız geri geri kayıyorsunuz.

Bizi hep Allah korur!

Uçurumun kenarından, iflasın eşiğinden, hastalığın pençesinden, muhalefetin şerrinden, iktidarın gücünden.

Tam yazı bitecek, aklıma bir şey geliyor.

Bir de bu dış mihraklar var.

Zonguldak'ta da bu dış mihraklar etkili.

Şehirde tam huzur hakim olacak derken, bu dış mihraklardan biri ortalığı karıştırır.

Eğer bu dış mihraklara kimse uymaz ise, kendi aralarında kavga ederler.

Onların kavgasından yine biz etkileniriz!

Osman'ın 'Kalas'ı

Osman, gazetesinin kuruluş yıldönümü ile ilgili yazı yazarken bile bize bulaşmış. Kişisel çıkar, hakaret içerikli yazı filan yazmazmış!

Sahi Osman! Sen geçenlerde bir devlet memuruna, hatta müdürüne 'Kalas' yazmıştın! Biz onu anlamadık! Orman Bölge Müdürü mü o?

Yazına çok güldüm. Bana 'Belden aşağıya yazıyor' diyen herkes, belden aşağıya yazıyor. Bir tek ben kabul ediyorum. Hiçbiri kabul etmiyor!

Benim yazdığım belediye başkanları, ilçe başkanları istifa etti, görevden alındı, aday gösterilmedi. Yani boş yok! Ona göre Osman!