Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ın, gazete bürolarına üç zabıta memuru gönderip işyeri açma ruhsatı tebligatı yapması hoş değil.

Belediye'nin Ruhsat bürosu gazeteleri arar, "Ruhsat başvurunuzu bekliyoruz" der.

Gelmezlerse gereken yapılır.

Tehditvari şekilde iş yapılmaz.

Milletvekili için "3 daire aldı" diye yazarsan, tapu kaydını göstereceksin.

"40 milyonluk oteli var" dersen, otelin adını yazacaksın.

Elinde belgen yoksa, "40 milyonluk oteli olan Belediye Başkanı" diyeceksin.

Bilmiyorsan öğreneceksin.

Karaelmas Gazeteciler Derneği, Belediye Kültür Merkezi'nden çıkartılmak istendiği için, Belediye Başkanı Ömer Selim Alan ile sorun yaşıyor.

Dertleri belli.

Ama kendi içlerinde de sorun var.

Oy birliği ile karar alamıyorlar!

Basında, "Ali Rıza Tığ'a veriyorsun, bana niye vermiyorsun?" diyen de var.

Sen CHP adayından 'elektrik faturası' ayağına parayı alırken sorun yoktu!

Çok ayıp!

"Ali Rıza Tığ'a 30 verdi, bana 31 verecek" diyen de var!

KDV dahil mi olsun, hariç mi?

Ne diye alacaksın 31'i?

Neyin karşılığında?

Bir de "Ali Rıza Tığ'a 5 bin verdin. Bana niye 500 lira?" diyen var!

Kardeşim belki senin ederin o kadar!

Hala anlamadın mı?

Yani birçoğunun derdi, Zonguldak, hizmet, belediyecilik, basın, demokrasi, tehdit filan değil!

Ali Rıza'ya veriyorsun, bana niye vermiyorsun?

Ali Rıza'ya o kadar veriyorsun, bana niye bu kadar veriyorsun?

Mikrofon başına geçince kocaman kocaman laflar ediyorlar.

Basın, özgürlük, demokrasi.

Mikrofon inince, para, Ali Rıza, ondan şunu aldı, bundan bunu aldı, bel altına daldı, kündeye yattı, minderden kaçtı!

Koca koca adamlar, kadınlar!

Yazık!

Pist, pist, pist

"Eskiden Devrek'te havaalanı vardı" desem şaşırır mısınız?

Bu havaalanına öyle uçaklar iniyordu ki!

Aynı anda iki, hatta üç uçağın indiği zamanlar oluyordu!

Uçaklardan biri piste çakıldı!

Biz öyle sandık, meğer pilot intihar etmiş!

Sonra Bonus reklamlarında oynayan bir çocuk vardı!

O da bu piste iniyordu!

Bir gün pistin güzelliğine dayanamadı!

Kalp krizinden öldü!

Pisti kullanan iki pilot ölünce; 'tehlikeli' diye kimse bu piste inmedi!

Sadece uçuş meraklısı pazarcılar iniyordu!

Avrupa'da uçan bir pilot geldi, bu piste indi!

Daha önce bu kadar güzel bir piste inmediği için "Bu pist kaymak gibi" dedi!

Uçağı alıp götüreceğine, pisti alıp götürdü!

"Devrek'te havaalanı mı var? Devrek zaten ne kadar?" diyeceksiniz!

Olmaz olur mu?

Uçak Goca Meşe'nin oradan aşağıya iniyordu!

O piste inenler oldu!

Gruba girenler oldu!

Pist başına gelmeden!

Vurulup ölenler oldu!

Eskiden Devrek'te mekik dokuyan biri, şimdi Avrupa'da mekik dokuyor!

Bunu Devrek'te 'gara mancarim' diye seviyorlardı, şimdi Avrupa'da 'Brüksel lahanam' diye seviyorlar!

Parakulak'ın ikinci elleri!

Parakulak, "Bizim hurda tezgahını Ali Rıza bozdu" diye ağlıyormuş!

Ama Başkanım, ben nereden bileyim sizin 'ikinci el' hastalığınızı!

Sen hem bize ikinci el getireceksin!

Hem Ereğli'den ikinci el götüreceksin!

Sonra sosyal medyaya düşeceksin!

Vallahi bizim bir kabahatimiz yok!

Kendin düştün, kendin ettin, kendin buldun!

Şimdi 'Radıyallahu anh' yazan arkadaş kurtarsın seni!