Devlet maske gönderiyor.
Belediye maske gönderiyor.
Nüfus belli.
İkamet eden belli.
Yaş sınırı.
Alt-üst...
Sayı belli.
Geri kalana maske dağıt.
Amaç bu.
Ama...
Sorsan.
Bilmez.
Sadece aldığı oyu bilir.
Onu da harcadığı efordan.
Yoksa onun da bir hükmü yok.
Alıncaya kadar.
Aldıktan sonra.
At gitsin çöpe.
Bilmez.
Haberi yok.
Sorun şu.
Yetkiyi aldı mı eline.
İster yat.
İster çalış.
Süre bitinceye kadar görevdesin.
İstediğin gibi at koştur.
Basit bir iş.
Eline verilen maskeyi, ikameti olan kişileri dağıtamayan kişiye ne denir?
Karar seçenlerin.
Atayanların.
Tüm bu olup bitenleri görüp-bilip de görmezden gelenlerin.
Bu işler bu kadar ucuz olmamalı.

Yapılan hizmetler...

Diyor ki...
- Hizmet yapıyorum.
Birkaç kişi görmezden geliyor.
Yoksa çok hizmetlerim var.

Doğru söylüyor.
Çok hizmeti var.
Biz görüyoruz.
O görmedik zannediyor.
O geldiğinden bu yana...
İnsanlarda bir değişiklik var.
Ancak en büyük hizmet hayvanlara.
Eskisi gibi değil.
Önceden ahırların önü gübre olurdu.
Çamur.
Hatta çorak olurdu.
Şimdilerde öyle mi?
Hayvanlar ahırdan çıkınca direkt kilit parkeye basıyor.
Her yer pırıl pırıl.
İnsanlara gelince.
Onlar da birazcık beklesin.
Başkaları da var.
Ara ara hatırlatacağız.

Süreç bitince...

Bu süreç.
Sıkıntılı.
Hatta zor.
Öyle ya da böyle.
Elbet bir gün bitecek.
Corona Virüs ile savaşta vatanseverleri gördük.
Virüs gibi, insanların cebine saldıranları da gördük.
Selden kütük kapmaya çalışanları...
Tüm bunları bırakıp, başka hesaplar yapanları da gördük.
Sonrası...
Virüs belası gidecek.
Sonra savaş devam edecek.
Yokluk savaşı.
Yerinden oynayan taşların yerine oturma savaşı.
İşin ekonomisi.
Siyaseti.
Bürokrasisi.
Velhasılı.
Bizi yeni bir hayat bekliyor.
Bir de bu süreçte yan gelip yatanların, işgal ettikleri makamlarda, süreçten sonra yapacakları işler var.
Hepsinin takipçisiyiz.
Yapılanların...
Yapılmayanların...
İsteriz ki herkes bu süreçten gereken dersi çıkarmış olsun.