Zonguldak dışındaki dernekler, küçük adımlarla merdivenleri tırmanıyor.

Bakalım nereye varacak bu yürüyüşün sonu...

Gerçekten merak ediyorum.

İstanbul'daki bir dernek, Zonguldak'a oynamamalı.

İstanbul'daki Zonguldaklılara sahip çıkmalı.

Siyasette etkin olacaksa, İstanbul'da olmalı.

Almanya Zonguldaklılar Derneği de böyle.

Almanya'daki Zonguldaklılar yerine, Zonguldak'taki Zonguldaklı olan-olmayan herkesle iş çeviriyor!

Yani herkes, Zonguldak tribününe oynuyor!

Corona Virüs ayağına yapılan hayır-hasenat işleri bittiyse, gerçeklerle yüzleşelim artık.

Zonguldak'ta sivil toplum örgütü de var; beğenelim, beğenmeyelim, politikacı da var!

İkide bir dışarıdan gazel okuma alışkanlığını bırakalım.

Elinizde bir yetki, bir güç varsa kullanın, öyle gelin!

Bizi kullanıp, elinize bir güç alıp, o güçle bize gelip, bir yerlere oynamayın!

Yani hükümet Zonguldak'ı teşvik kapsamına almıyor da, siz gidince mi alacak?

Ankara, Zonguldak'takiler değil de, İstanbul'dakiler dosyayı verince mi teşvik kapsamına alacak?

Zonguldak insanını aptal yerine koymanın anlamı yok.

O kadar gücünüz varsa, işte Ankara orada!

Zonguldak'a gelmeden gidin, Ankara'da işi bitirin!

Yardıma muhtaç Zonguldak halkının duygularıyla oynayıp, kendinize siyasi arenada yer açmaya çalışmayın.

Bu düşünce içinde olanlarla mücadele etmeye dün olduğu gibi bugün de hazırız.

Darbeyle iktidara gelmek

Ülkede, iktidara gelebilmek için, daha doğrusu iktidarın gitmesi için politika üretmek yerine darbe söylentisi üretmekle uğraşan bir muhalefet var.

Yönetimi darbe ile ele geçirip başarılı olacağına inanan siyasetçilerle aynı ülkede yaşıyoruz.

Hem demokrasi diyoruz, hem darbe istiyoruz.

İktidara gelebilmek için denenmiş bir yöntemi, yeniden denemek istiyorlar.

Çünkü iktidara gelecek politika üretemiyorlar.

Bir yere kadar gelip, tıkanıyorlar.

CHP büyük bir açılım yapıyor.

Aday profilini değiştiriyor.

Hatta adayı değiştiriyor.

CHP'li olmayan isimleri aday gösteriyor, yine olmuyor.

Olmayınca, halkı suçluyor.

Cahil diyor, makarnacı diyor, bidon kafalı diyor, göbeğini kaşıyan adam diyor.

Belki sussalar, halk bu iktidardan bıkacak.

Ama öyle zamanlarda öyle hatalar yapıyorlar ki, halk gidip AK Parti'ye sarılıyor.

İstanbul'a Ekrem İmamoğlu'nu buluyorsun, ama Canan Kaftancıoğlu'nu tutuyorsun!

CHP'nin iktidara gelmesinin tek yolu, AK Parti'ye oy veren seçmeni almaktan geçiyor.

Bu seçmeni aşağılayarak iktidar olmak mümkün değil.

Günün Fıkrası: Ben verdum, sıra sende...

Fadime'yi babası Dursun'dan istemeye gelmişler.

"Allah'ın emri, peygamberin kavliyle; kızınız Fadime'yi, oğlumuz Temel'e istiyoruz."

Babası Dursun, Fadime'ye dönüp; "Kızım sen ne diyorsun?" diye sorunca, Fadime cevap vermiş:

"Baba ben verdum, sıra sende..."