Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ın sağlıkçılarla ilgili sözleri büyük yankı uyandırdı.

30 yılını bu mesleğe vermiş bir gazeteci olarak elbette yaptığım haberle gurur duyuyorum.

Haberi atlamanın verdiği ızdırapla saldıranları anlıyorum, onlara hak veriyorum.

O günden bu yana yaptıkları bir haber var mı?

Pusula ve Ali Rıza Tığ dışında!

Biz rekabet ortamı yaratmasak, Zonguldak'ta basın yerlerde sürünür.

Çok samimiyim!

Sabah bizimle kalkıp, akşam bizimle yatıyorlar.

Ama haber yapamıyorlar.

Bu arkadaşlara gazeteciliğin haber yapmak olduğunu öğretebilirsek çok daha iyi olacak.

Bizim arkadaşlar da "Bunları tahrik edip bizi daha fazla yoruyorsun" diyorlar!

Zeki insanların hali başka!

Niyetimi anlamışlar.

Böyle devam edeceğiz.

Zirveye çıkmak zordur.

Ama kalmak daha zordur.

Bu nedenle daha çok çalışacağız.

Ben hayatta ve ayakta olduğum sürece bu gerçeği Allah'tan başka kimse değiştiremez.

Bu sözlerden sonra bana saldırmak yerine, habere saldırırsanız sizin de bir miktar başarılı olma şansınız var.

Haydi başlayalım.

Herkesin karnesine bakacağız

Zonguldak'ta Corona Virüs salgınında dikey çizgi yataya döndü.

Bu çizginin hızlı bir şekilde ineceği tahmin ediliyor.

Demek ki, salgının artmasında sağlıkçıların birbirleriyle olan ilişkisinin ilgisi yokmuş.

Keşke Corona Virüsün Afgan aile ile başlayıp Valilik personeli ile yayıldığı gerçeği açıklanabilseydi.

Mesela her şey iyi güzel giderken Corona Virüsün esmer vatandaşlarımıza musallat olduğu söylenebilseydi.

Ama gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu var.

Sokağa çıkma yasağına, Corona Virüse rağmen gerçekler bir kez daha kısa sürede ortaya çıktı.

Bu beladan kurtulacağız.

Herkesin karnesine o zaman bakacağız.

Kel başa şimşir tarak!

Verdiği örneğe bak!

İmza Gazetesi Sahibi Osman Sav'ın, Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Polat Türkmen, Hamdi Uçar ve Pusula Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ali Rıza Tığ'ın fotoğrafını kullanarak attığı "Böyle başa böyle tarak" manşetinin yankıları sürüyor.

Kendini savunma adına sürekli hatalar yapan Osman Sav, bir yazısında Tempo Gazetesi Sahibi Alev Fennibay'ın "Aklın hep belden aşağı çalışıyor... Bir tane yazın olsun belden aşağı kelime olmayan" dediğini yazmış.

Verdiği örneğe bakar mısınız?

Bu Alev değil mi, belediye başkanının evine giden, başkanın eşinin elinden kahve içen, hem de baldızıyla ilişkisi olduğunu iddia eden?

Osman, büyük çam devirdin!

İstersen Yusuf Ağabeye soralım!

Hangisine istersen!

Onlar ne derse o olsun!

Var mısın?

Sen bu konuda benimle yarışmaya kalkma!

Haber yazmasını bilmeyen, okuduğunu anlamayan, konuşamayan, bir THY uçağının çizdiği ay yıldızı, "Zonguldak'ın üzerinden de geçiyorlar" diyen biri benimle yarışabilir mi?

Bir daha yazarsan "Kel başa şimşir tarak" yaz!

İstersen...

Günün Fıkrası: Tiyatro nasıldı?

Adamın kapısının önünden arabası çalınır.

Aradan 2 gün geçer ve araba geri gelir.

Araç sahibi arabası geri geldi diye sevinmiştir.

Aracı kontrol ettiğinde içinde bir not fark eder.

Hırsız araca bıraktığı notta şunları yazmıştır;

- "Özür dilerim arabanızı çaldım ama buna mecbur kalmıştım.

Karım o anda doğum yapacaktı ve başka çarem yoktu!

Bu yaptığımın çok yanlış olduğunun farkındayım ve bir şekilde telafi etmek istiyorum.

Yarın tiyatroya eşiniz ve sizin için 2 bilet aldım.

Hatamı telafi etmek için bende orada olacağım.

Bu durumu nasıl karşılayacağınızı bilmiyorum ancak kendimi bir şekilde affettirmek istiyorum"

Arabası çalınan adam notu okuduğu zaman çok duygulanır.

Durumu eşine anlatır ve tiyatroya giderler.

Aracı çalan ve geri getiren kişi tiyatroya gelmemiştir ancak adam ve eşi tiyatroyu çok beğenir ve hallerinden memnun eve dönerler...

Eve geldiklerinde kapı açıktır ve çok şaşırırlar.

Ev soyulmuştur ve duvarda bir not vardır...

- Abi Tiyatro Nasıldı?