Zonguldak'ta Corona Virüs nedeniyle hummalı bir çalışma var.

Başta İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner olmak üzere Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun, Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Şenay Özdolap ve diğer hastane yöneticileri, çalışanları müthiş bir özveri gösteriyorlar.

Biz Corona Virüs'ten kaçarken, onlar Corona Virüsü yakalamaya çalışıyorlar.

Gün içinde gazeteye onlarca ihbar geliyor.

Her hastaneye gelen, Corona diye ihbar ediliyor.

Test sonuçları gelmeden pozitif deniyor.

Pusula olarak, açtığımız kanallardan teyit ederek bu süreci götürmeye çalışıyoruz.

Bu sıkıntılı ve stresli süreçte sık sık telefon açarak bilgi istediğimiz yöneticilerin anlayışlarına hayran olmamak mümkün değil.

Normal dönemlerde herkes yönetici olabilir.

Ama kriz yönetmek bilgi, beceri, sabır işi.

Allah, herkesi Corona belasından korusun!

Ben size daha ne diyeyim?

Bazı gazetelerde Pusula ve benimle ilgili yalan/yanlış haberler yaptığımızı iddia eden densizler çıkıyor!

Bakıyorum; bu densizler, az önce yazdıklarını unutup, Pusula'da çıkan haberleri patır kütür takla attırıp yayımlıyorlar.

Bu satırları hiç yazmasam daha iyi.

Ama utansınlar diye yazıyorum.

Utanmayacaklarını bildiğim halde.

Öyle ara sıra da değil ha!

Günde üç, dört, bazen beş haber!

Özgün tek bir haberi olmayan internet siteleri var.

Tek bir görüşme yapılmadan yapılmış haberler var.

Pusula'da çıkan haberi görüp, karşı taraftan görüş alarak haber yaparsın.

Bir yöntemdir, taktiktir, olabilir.

Bir de Cemiyet tartışması çıktı.

Araya adam koyup Zonguldak Gazeteciler Cemiyeti'nin önayak olduğu TOKİ Projesi'nden ev alanlar, evleri beğenmiyorlar.

Evlerde eksik olur, kusur olur.

TOKİ'ye yazılır, düzelir!

Evlerin inşaatını Derya Akbıyık yapmadı ki!

Bizim "Buradan ev alın" diye dil döktüğümüz kişiler şimdi "Gazetecilere ev verilmedi" diyorlar.

Bazıları da evler bittikten sonra araya adam koyup ev alanlar!

Gazeteciler, TOKİ'den, sudan ucuza ev aldılar.

Akılları başına sonradan gelenler bağırıyor.

Derya Akbıyık, benim adıma hiçbir kurumla pazarlık yapamaz.

Gazeteler adına konuştuğu kuruluşlar olabilir.

Ben kendi pazarlığımı hep kendim yaptım.

Derya Akbıyık'ın anlaştığı şartları kabul etmedim.

Bu sizin pazarlık gücünüzle ilgili bir olay.

Corona krizi varken, gazetecilerin kriz çıkartması çok ilginç!

Bu kadar haberin içinde, bu işlere ne ara vakit buluyorsunuz!

İşiniz, gücünüz mü yok sizin!

Bana Derya Akbıyık'ı savunduruyorsunuz!

Günün Fıkrası: Onlar her işlerini bana bırakırlar

Tanrı ve melekleri sohbet ediyorlarken, kapı birden açılır, içeri telaşlı bir şekilde meleklerden biri girer. "Yüce Tanrım, Çin'de ölümcül bir virüs salgını başladı" der. Tanrı hiç oralı olmaz. Ertesi gün, aynı melek, yine telaşlı bir şekilde; "Yüce Tanrım, virüs İtalya'ya sıçradı" der. Tanrı yine, hiç oralı olmaz. Ertesi gün melek yine; "Yüce Tanrım, Fransızlar'da da salgın başladı" der. Tanrı yine tepkisiz. Her gün bir iki ülkede daha salgın başlıyor, İranlılar, Amerikalılar, İspanyollar... Hiç bir ülkede salgının yayılmasına Tanrı tepki göstermiyor. Bir hafta sonra, melek günlük brifingin sonlarında; "Bir de Tanrım, Türklerde de salgın görüldü" diye bir not düşer. Tanrı bir anda panik halinde yerinden fırlar, "Bu şimdi mi söylenir, koşun!" der. Melekler şaşkınlıkla sorarlar; "Hiç bir ülkede salgına karışmadınız, niye Türkiye'ye yayılmasına müdahale edeceksiniz?"

Tanrı yanıtlar: "Onlar her işlerini bana bırakırlar."