Hükümet açısından bakarsak.
Reis'e yazık!
AK Parti davasına yazık!
Çoğunluğu bürokrat.
Bazıları seçilmiş.
Bir şekilde girmişler kapıdan içeri.
Kiminin köylüsü.
Kiminin akrabası.
Bazılarının hemşehrisi.
Anadan, atadan...
Eşten, dosttan...
Yol bulmuşlar.
Aralamışlar kapıyı.
Girmişler içeri.
Liyakat...
Hak getire.
Halktan uzak.
Haktan uzak.
'Hak'kı düşünseler.
Bulundukları yere gelmek için 'liyakat' yolundan başka tercih yapmazlardı.
Orayı geçtik.
[*] [*] [*] [*]
Ya sonrası...
Burunları bir karış havada.
Her işi onlar bilir.
Devletin makamı.
Devletin memuru.
Devletin bütçesi.
Velhasılı.

Devletin yetkisiyle ulaşabilecekleri her türlü maddi varlık ellerinin altında.
Yetki onlarda.
İstedikleri gibi tasarrufta bulunabilirler.

İstediklerini makama alırlar.
İstedikleriyle takılırlar.
İstedikleri gibi konuşurlar.
Yaparlar.
Ederler.
Bizim köydeki tabirle...

Bunların kılıcının önü de kesiyor.
Arkası da...
Maazallah.
Sizi sevmedilerse...
Ya da biat etmediyseniz.
Uzak durun.
Çizerler...
[*] [*] [*] [*]
Bunların hepsi veliaht.
Onlardan öncesi yok.
Onlardan sonrası da olmayacak.
Maalesef.
Onlar giderse devletimizin hali nice olur?

[*] [*] [*] [*]
Örnekleri var.
Şimdi buradan bakalım.
Dava hassasiyeti mi?
Ne gezer.
Reis'e bağlılık...
Onun yürüdüğü yolda yürümek.
Kongre sürecindeki teşkilatlara bakıyoruz.
Hak-hukuk tanımazlık.
Enaniyet...
Liyakatsizlik...
Ne ararsan var?
Namuslu ar ediyor.
Susuyor.
Namussuz her gün kuyu kazıp, fersah fersah yol alıyor.
Sonuç...
Çamur...
Her zaman atana bulaşır.
Ancak namuslu kendini korumazsa...
Onun üzerinde de görünür.
Kimse için temizliğine...
Çamurun nereden, nasıl geldiğine bakmıyor artık.
[*] [*] [*] [*]
Bürokrasi...
Siyaset...
Devleti yöneten hükümet cenahında yer alan kişilerde çok ciddi sorunlar var.
Reis...

O bir cam fanusun içinde.
Konuşuyor.
Dinleyen yok.
Talimat veriyor.
Yapan yok.
Velhasılı...
Reis'e yazık.
Millete daha çok yazık.