Corona virüsün Türkiye'ye geldiğini Sağlık Bakanı Fahrettin Koca açıkladığından beri bir panik halinde yaşıyoruz.

Biz vatandaş olarak Sağlık Bakanının dediklerini yapacağımıza kafamıza göre yapıyoruz.

Panik yapmak galiba daha çok işimize geliyor.

Gazete olarak Corona virüsle ilgili aldığımız her ihbarı değerlendiriyoruz.

Bize gelen her duyumu yetkililere soruyoruz, danışıyoruz. Onun dışında yalan ya da insanları telaşlandıracak şekilde haber yapmamaya dikkat ediyoruz.

Bakıyorum; insanlar gerçekten gereksiz yere panik yapıyorlar,

Bize öyle bilgiler geliyor ki; hepsini araştırıyoruz asparagas haber çıkıyor.

Corona gelirse bizi de vuracak, biz de etkileneceğiz, biz kendimizi de düşünerek haber yapıyoruz.

Telaşlanmadan, fazla paniğe kapılmadan bu süreci atlatmamız gerekiyor.

Kolonya, havlu peçete, dezenfekte ürünlerine marketlerde yoğun satış başladı.

Kolonya ya da havlu peçeteyi normalde düzenli ve gerektiği şekilde kullanmamız gerekiyor.

Normal yaşamımızda, corona gelse de gelmese de bizim temizlik ürünlerini kullanmamız gerekiyor.

Bu ürünlere saldırmanın anlamı yok ki, sonra marketçi fırsatçılık yapıp bu ürünlere zam yapıyor.

Temizlik ürünlerine zam yapan marketlere umarız cezai işlem uygulanır.

Gazipaşa ve kira ücretleri

Geçtiğimiz hafta içinde Vera Pastanesi, 32 bin TL. kira fazla geldiği için dükkanı kapattı.

32 bin lira kira mı olur? Bunun vergisi var, suyu var, elektriği var, personel giderleri var, var da var.

Gazipaşa'da bunun gibi bir çok dükkan var, çoğu dar boğazda geçinmeye çalışıyor.

Ancak bu kiralarla ilgili Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'ın bir çalışması varmış.

Bu çalışmayı Zonguldak Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Muharrem Coşkun da destekliyor.

Önyargılarımız...

Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın vardı.

Kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başladı.

Gelincik, kadının yanından bir an bile ayrılmazdı. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşmıştı.

Birkaç ay sonra kadının çocuğu doğdu. Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak oldukça zordu.

Günler geçti. Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı.

Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardı. Aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. Gelinciği ve kanlı ağzını gördü.

Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırdı ve oracıkta öldürdü hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyuldu.

Anne odaya yöneldi Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış yılanı gördü.