Karadeniz Ereğli İlçe Müftüsü Recai Albayrak'la, yaşı küçük iki kız çocuğuyla içki ve ilişki iddiasıyla açığa alınan 3 sözleşmeli imamla ilgili konuştum.

Müftü Bey, çok dertli.

Dedi ki:

"Ne diyeceğimi, nasıl konuşacağımı bilemiyorum. Olaydan büyük acı ve üzüntü duydum. İmamlar açığa alındı. Sözleşmeli oldukları için otomatikman kurumla ilişkileri kesildi. Diyanet İşleri Bakanlığı Teftiş Kurulu'ndan müfettişlerimiz geldi. Olayın idari boyutunu soruşturuyorlar. Bu kişilerin bir daha imamlık yapma şansı yok. Böyle bir olay yaşandığı için gerçekten çok üzgünüm."

Bu olayın kamuoyuna yansıtılmaması için çok özel bir çaba gösteriliyor.

Bu ketum olayı soruşturan savcıdan kaynaklanıyor olabilir.

Gerçekler hala ortaya çıkmadığı için her kafadan bir ses çıkıyor.

Resmi olmayan bilgileri aktaralım.

Bu üç imam, yolda otostop çeken 13 ve 16 yaşındaki iki kızı araçlarına alıyorlar.

Önce kız çocuklarını yemeğe götürüyorlar.

Sonra 1+1 eve.

İmamın birisi bu eve gelmiyor.

Yani evde iki kız çocuğu ile iki imam var.

13 yaşındaki kız çocuğuna dokunulmuyor!

16 yaşındaki kız çocuğu ile ilişki iddiası var.

Ama iki imam mı, tek imam mı orası bilinmiyor!

Savcı talimatıyla imamlar polisteki ifadelerinin ardından serbest bırakılıyor.

Hukukçu olmadığımız için bilmiyoruz.

Yalnız haberin ardından bizi arayan avukat dostlarımız "Sorguya sevk olmalıydı. Yani kararı hakim vermeliydi" diyorlar.

Soruşturmayı yürüten savcının mutlaka bir bildiği vardır.

16 yaşındaki kız çocuğunun rızasından söz ediliyor.

Peki 1+1 evde böyle bir ortamda 13 yaşındaki kız çocuk varsa ne olacak?

Olay baştan sona yanlış.

Ama bu olayı kapatmaya çalışmak daha büyük yanlış.

Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun bir açıklama yapması lazımdı.

Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili bir açıklama yapmalıydı.

İlçe Müftüsü Recai Albayrak bir açıklama yaptı.

İl Müftüsü Rüstem Can telefonu meşgule atıyor!

Senin imamların yaşı küçük iki kızla neler yapıyor, sen telefonu meşgule atıyorsun!

Sana da yazıklar olsun Rüstem Can!

Korku imparatorluğu

Çaycuma, Organize Pavyon Bölgesi konusunda çok hassas.

Kadın çalışan birahanelerin şehir merkezinden çıkarılması fikrine sonuna kadar katılıyoruz.

Ama istenirse bu birahanelerde kadın çalışmasının önüne geçilebilir.

Ama devlet bu işle uğraşmak istemiyor.

Belediye Başkanı da işin kolayını bulmuş.

Bir proje yapmış, birahaneleri de "Size müzik ruhsatı vereceğim, çalışma saatleriniz uzayacak" diye ikna etmiş.

Sıra gelmiş yer konusuna.

Onu da AK Parti Milletvekili Ahmet Çolakoğlu'nu ikna ederek çözmüş.

Çolakoğlu'da Vali Bey'i ikna etmiş!

Çaycuma'da Bülent Kantarcı'ya kimse ses çıkartamıyor!

Daha göreve gelir gelmez, İşadamı Kadir Alagöz'ün binasının bir kısmını yıktırdı!

Milletvekili Ahmet Çolakoğlu'nun bile karşı çıkamadığı Bülent Kantarcı'ya vatandaş karşı çıkabilir mi?

Birahaneler pavyona dönüşmesin.

Şehir merkezinden çıkartılacaksa, yürüme mesafesinde olmasın.

Pavyon için hazine arazisi tahsis edilmesin.

Arsa sorunu Gökçebey'de olduğu için pavyoncular tarafından çözülsün.

Erdoğan Bektaş, "Pavyonlara hazine arazisi tahsis eden Vali" olarak kayıtlara geçmesin.

Oğuzhan Acar konusu...

Amasra İlçe Milli Eğitim Müdürü Oğuzhan Acar'ın Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne atanmasıyla ilgili kararname hazır.

Akşam/sabah Resmi Gazete'de yayınlanır.

Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne vekaleten bakan Harun Akgül, Murat Kapıcı'dan sonra göreve getirildiğinde dedikodu kazanı kaydı.

Akgül'ü, Hamdi Uçar'ın göreve getirdiği iddia edildi.

Bu doğru değildi.

Oğuzhan Acar'ın Zonguldak'a atanmasını AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç'a bağlayanlar var.

Tunç'un Oğuzhan Acar için "Keşke imkan olsa Bartın İl Müdürü olsa" şeklindeki yorumları var.

Yani bu atamalar konusunda bir öyle, bir böyle yorum yapanlar var.

Haberi ilk yapan isim olarak açıklama gereği duydum.

Bir de bilmeden yorum yapanlar var.

Onlar da öğrensin istedim.

Atama işlerinde isim çok olur.

"Bir kızı bin kişi ister, bir kişi alır" atasözünde olduğu gibi.

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Recep Demirtaş'ın gideceğini yazdık.

Yerine Ahmet Karayılmaz'ın geleceğini de yazdık.

Ama o arada başka isimler de o göreve talip oldu.

Ahmet Karayılmaz konusunda bir sıkıntı yoktu.

Ama o isimleri de yazdık.

Ne kadar çok isim, o kadar çok okunma, ilgi görme meselesi!