Fıkra bilindik:

"Adam, koca valizle gümrüğe girmiş.

Gümrükçü sormuş:

- Ne var valizde?

- Kuş yemi memur bey.

- Aç bakalım valizi.

Açmışlar, altın kol saati dolu.

- Ulan; hani kuş yemiydi?

- Valla ben kuşlara vereceğim abi, artık yerlerse!"

Şimdi Ereğli'de sicili karışık birinin adı, yaptığı 5-6 bin liralık bağış nedeniyle Bilsem adlı eğitim kurumunda bir sınıfa verilmiş.

Zonguldak 2. Ağır Ceza'da 107 yıl hapis istemiyle yargılanan, zimmetten 20 yıl hapis cezası alan birinin adı, bir eğitim kurumunda asılı duruyor!

Bu arada; aynı kişiyle ilgili, yine Ağır Ceza Mahkemesi'nde, yeni bir 'evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık davası' açılıyor.

Ad vermeyle ilgili yönetmelikte; "Zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık ve benzeri suçlardan mahkum olanların adları verilemez, bu kapsamdakilerin daha önce verilmiş olan adları ise ad veren makam tarafından aynı usulle iptal edilir" diyor.

Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, olayla ilgili soruşturma açmış!

Kime açmış biliyor musunuz?

Bilsem'in gariban müdürüne!

Oysa bu müdürün, olayla hiçbir ilgisi yok.

Yasin'i bulan Kaymakam!

Yasin'den parayı aldıran Kaymakam!

Suçlu Bilsem Müdürü!

Öyle mi?

O soruşturmayı kapatın!

Tabelayı sökün!

Bu olayda bir suçlu varsa, o da Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu'nun ta kendisidir.

Birisi çıkar, bu bağış olayının Kaymakamın odasında konuşulduğu günün ses kayıtlarını yayınlar!

Devlet, hepten ayaklar altına alınır!

Öyle değil mi Hüseyin?

Yazının başına o fıkrayı niye koyduğumuzu merak ettiniz değil mi?

Biz kuşlara yazdık!

Artık yerse!

Bizim Ankara'ya bir şey

diyebildiğimiz yok ki!

Zonguldak'ta hafriyatı denize dök.

Sanayi atığını toprağa göm.

Zehiri havaya sal.

Corona şüphelisini Zonguldak'a gönder!

Kendi vatandaşını hastaneden at!

Yerine corona şüphelisi İranlıyı koy.

Hastane, mahallenin ortasında.

Okulun hemen yanında.

Zonguldak'ın en yoğun semti.

İnşallah başımıza bir iş gelmez.

Yetkililer "Ankara öyle dedi" diyor.

Zaten bizim Ankara'ya bir şey diyebildiğimiz yok ki!

Günün Fıkrası: Doktor, Avukat, Matematikçi

Bir doktor, bir avukat ve bir matematikçi; bir metres ya da bir eş edinmenin iyi ve kötü yanlarını tartışırlar...

Avukat der ki: "Kesinlikle metres daha iyidir. Eğer bir karınız varsa ve boşanmak isterse, bir sürü yasal problem çıkar."

Doktor der ki: "Bir karınızın olması daha iyidir, çünkü eş bir tür güven duygusu verir ve stres düzeyinizi düşürür, bu da sağlığınız için yararlıdır."

Matematikçi der ki: "İkiniz de yanılıyorsunuz. Hem metresiniz, hem de karınız olmalı ki; karınız metresinizle ve metresiniz karınızla olduğunuzu düşündüğünde, siz rahat rahat matematik çalışıyor olabilesiniz."