Kanal Z'den Simge, Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan'a soru soruyor.

Başkan Alan, sağına, soluna, önüne, arkasına bakıp "Bana mı soruyorsun" diyor, sonra yanıt veriyor.
Haber önce Halkın Sesi'nde, sonra Pusula'da yayınlandı.

Simge, haberin çarpıtıldığını iddia eden bir açıklama yaptı.

Hemen haberin videosunu istedim. Baktım, hiç de çarpıtma filan yok. Bence Simge haberden sonra çarpılmış. O nedenle böyle bir haber yapma gereği duymuş.

Basın toplantısındaki tavırları da gazeteciler arasında eleştiri konusu olmuş. Ama oraya girmeyelim. Simge'dir, ne yapsa yeridir!

Mesa ve Bilgül İnşaat

Çok nitelikli bir dolandırıcı olabilirsiniz?

İnsanları kandırmaya, dolandırmaya yetecek zekanız olabilir.

Ama gazetecilik başka bir zeka gerektirir.

Şimdi biri, beni rahatsız etmek için ağabeyimin ortağı olduğu Mesa İnşaat'ın ihalelerini yazıyor.

Azıcık zekası olan insan "Acaba Zonguldak'ta 20 milyonluk işe girecek kaç şirket var?" diye merak eder.

Sorunun cevabı şu: "Zonguldak'ta bu işlere girebilecek sadece iki firma var. Biri İrfan Gül'ün sahibi olduğu şirket, biri de ağabeyimin ortağı olduğu Mesa İnşaat."

Sorunun cevabı bu kadar basit.

Mesa İnşaat'ın önünde, arkasında birisinin olmasına gerek yok.

Ya da İrfan Gül'ün önünde arkasında birisinin olmasına gerek yok.

Bu firmaların büyük ihalelere girme yeterliliği vardır.

Konuşma Organı Kayması

Kentin Önünü Tıkayanlar için KÖT demiştik.

Konuşma Organı Kayması yaşayanlar için KOK diyeceğiz.

Ağzıyla poposu yer değiştiren bu kişilere KOK demekten başka şansımız var mı?

Bir de GÖK'ler var.

Burada GÖK yazınca başka çağrışımlar oluyor.

Ama sözünü ettiğimiz kişiler gerçekten GÖK!

Kıssadan Hisse: Patates gibi!

Abraham Lincoln'e bir genç iş istemek için başvurur. Genç, isteğini dile getirmeden önce dedesinin, babasının, amcasının iç savaş sırasında gösterdikleri kahramanlıklardan, bu yolda hayatlarını bile hiç çekinmeden feda ettiklerinden bahseder.

Delikanlıyı sakin bir şekilde dinleyen Lincoln ona şöyle cevap verir:

"Evlat sen bana patatesi hatırlatıyorsun.

Çünkü onun da en iyi kısmı, işe yarayan tarafı toprak altındadır."

Günün Fıkrası: Gözüne VISINE damlattım doktor

Doktor, hastabakıcı Temel'i çağırdı...

Yarın ava gidiyorum, ama muayenehane kapansın istemiyorum...

Sen hastalarla ilgilen. Arada arar, kontrol ederim; dedi...

"Merak etmeyin" dedi, Temel...

Doktor ertesi gün akşama doğru telefon etti...

"Ne var ne yok?..."

Temel;

Üç hasta geldi bugün...

İlkinin başı ağrıyordu, ASPIRIN içirdim...

"Harika" dedi, doktor...

"İkincisinin midesi yanıyordu, TALSIT verdim..."

Bravo.. Bravo Temel... Harikasın!...

Ya üçüncü?...

Doktorum, masada oturuyordum. Kapı çarparak açıldı, içeriye

Bir kadın girdi...

Hızla soyundu, sutyen ve külotunu da çıkardıktan sonra muayene masasının üzerine yattı ve bağırdı:

"Lütfen bana yardım et. Beş yıldır erkek yüzü görmedim..."

"Eee... Sen ne yaptın, Temel?..."

"Gözüne VISINE damlattım doktor!..."