İkinci Abdülhamit zamanı.
İstanbul'da iki zeka engelli.
Zamanın deyimiyle 'deli'...
Biri Çıplak Mustafa.

Fatih civarlarında ikamet eder.
Adından da anlaşılacağı gibi...
Yaz kış...
Anadan üryan...
Sokağa çıkar.
Diğeri...
Madam Opala...
Beyoğlu civarlarında dolaşır.
O da tam aksine.
Sanki gardrobunu üzerinde taşır.
Neyi var...
Neyi yok...
Üst üste giyer...
Kafasına da şapka takar...
Bu iki engelli...
Zaman zaman karşılaşır...
Saç saça, baş başa kavgaya tutuşurlar.
Tabii doğal olarak, Madam Opala zararlı çıkar.
Hem karşısındaki erkek gücü.
Hem de üzerindeki kıyafetlerden...
Kavgayı kaybeder.
Çok sayıda elbisesi zarar görür.
Zamanın padişahı, bu kavgaları engellemek için, ikisinin de köprüden geçmesini yasaklar.
Hatta...
Çıplak Mustafa'nın ablasına maaş bağlatır, Mustafa'nın evden çıkmasını engellemesini ister.

[*] [*] [*] [*]
Bir...
Her kavgada, argo deyimle racondur.
Azdan az, çoktan çok gider.
Hayatın her alanında böyledir.
İki...
Memlekette bir büyük varsa.
Her zaman kavgaların önüne geçmek için çözüm bulur.
Ve faturayı her zaman büyükler öder.
Üç...
İnsanoğlu...
Hepsi aynı.
Kavga etmek için her konuyu bahane eder.
Ancak barışmak için...
Birlikte yaşamak için...

Sebep bulamaz.
Bulduklarına da kulp takar.
Geçersiz kılar.

Kişi, kişinin aynasıdır


Allah resulü bir gün arkadaşlarıyla sohbet eder.

O sırada Ebu Leheb gelir.
- Dünyanın her tarafını gezdim.
Senden çirkin kimseyi görmedim.
- Haklısın...

Biraz zaman geçer.

Hz. Ali gelir.
- Ya Muhammed (sav) senden daha güzel kimseyi görmedim.
Seni görünce içim huzur doluyor.
- Haklısın.

Orada bulunanlar merak eder.
İki farklı kişi.
İki farklı söz.
Sebebini sorarlar.
- Kişi kişinin aynasıdır.
Kişi kendisi nasılsa.
Karşısındakini de öyle görür.

[*] [*] [*] [*]
Önce içe dönmek gerek.
Eğer içimizdeki güzellikleri görürsek.
Karşıda da o güzellikleri görürüz.
Eğer onların üzerini kapatırsak.
Açık arayışı.
Hep devam eder.
Bizim işimiz, kalbimizi kıranı değil.
Kırılan yeri onarmak olmalıdır.
Esasında kalp de kırılmaz.
Kırılan onurdur.
Egodur.
Elbette onurlu olmalıyız.
Egolu olmamalıyız.