Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Merkez İlçe Başkanlığı seçimi 19 Ocak Pazar günü yapıldı.

Seçimi Ebru Uzun ve ekibi göğüsledi, kendisine başarılar diliyoruz.

CHP kongre sürecinde adaylarla ilgili bir takım eleştirilerimiz oldu.

Adayların arkasındaki şahısları eleştirdik, arka planda yapılan çirkin pazarlıkları yazdık, eleştirdik.

Ama hiçbir zaman nezaketi elden bırakmadık, üslubumuzla değerlendirmelerimizi yaptık.

Siyasetçi siyasetini yapacak, gazeteci de gazeteciliğini yapacak.

Gazeteci ile siyasetçi arasında arkadaşlık olabilir, anlaşmazlık olabilir ama nezaketsizlik olamaz!

Hele ki siyasetçi kadın ise, toplumda daha da örnek olarak bir zarafet içinde davranmalı.

Hemen konumuzun özüne geçelim; Beyaz listeyi temsil eden Sevgi Kalay!

Delege seçimlerinin 1'inci gününde Sevgi Alay, bir internet sitesine 'Halil Furat eşimi silahla tehdit etti, adaylıktan çekilmem için' başlıklı bir haber servis ettirdi.

Bir kadın olarak kadınların siyasetten el çektirilmesine hem de bu şekilde tehditle yapılmasını kınamıştım.

Sonra aynı Sevgi Alay, delege seçimlerinin 2'nci gününde kendisini tehdit eden Halil Furat ile ittifak yaptı.

Ben de bunu köşemde detaylı bir şekilde eleştirerek gündeme getirdim.

Sadece ben yazmadım ayrıca, objektif haber yapabilen, köşe yazabilen herkes yazdı.

Sevgi Alay, 'Tehdit edildim' diye haber yaptırarak prim yapacağını zannetti, yapamadı.

Sonra delege seçimini diğer listelere kaptırmamak için Halil Furat ile ittifak yaptı, o da olmadı.

Demek ki neymiş olmayınca olmuyormuş, zorlamaya gerek yokmuş!

Kendisini kongre seçiminin ertesi günü aradım ve kongre sonuçlarına itiraz edileceği yönündeki söylentileri sordum.

Ben kendisini eleştirdim diye kendisini aramayacağım diye bir kaide yok.

Ben gazeteciyim, Sevgi Alay birden oldu Sevgi Kalay!

Bana telefonda dediklerini aynı şekilde aktarıyorum;

'Sen beni seçim zamanında ne kadar çok eleştirdin, bir kere bile beni aramadın. Beni şimdi mi arıyorsun? Şimdi gidin kendi pisliğinizde boğulun!'

Bu tepkisine sessiz kaldım, kendisine aynı şekilde karşılık veremezdim.

Sanki seçimi ben kazandım, sanki seçimi ona ben kaybettirdim.

Ben nezaketimi bozmam, Sevgi Alay da bozmamalıydı.

Çünkü muhalefet partisinin Zonguldak Merkez İlçe Başkanlığı'na aday olmuşunuz.

Kentteki bir çok konuda, hizmette, projede, etkinlikte söz sahibi olacaktınız.

Siz böyle mi başkanlık yapacaktınız, bu üslupla mı kente bir şeyler katacaktınız ya da partiye?

Bir kadın siyasetçi olarak kendine bu üslubu yakıştırıyorsa bizim de diyecek bir şeyimiz yok?

Yusuf Mar'ın başkanlığındaki yönetim ve Şenol Şanal, yaptığım haberler ve köşelerle ilgili bana sözlü saldırılarda bulundular.

Köşe yazılarımı, paylaşımlarımı facebooka şikayet ettiler, gazetemiz imtiyaz sahibi Ali Rıza Tığ'a şikayet ettiler. (Ali Rıza Tığ, ekibinin yaptığı işlerin her zaman arkasında olmuştur ve personelini ezdirmez.)

Diyeceğim o ki; sonuç değişmedi, seçimi kaybettiniz. Oturun ve kabul edin, ama nezaketli bir şekilde...!

Zonguldak'ta eczanelerde ve depolarda uyuz ilacı yok!

Zonguldak ve ilçelerinde uyuz hastalığında artış olmuştu.

İnsanlar hastanelere uyuz vakasıyla başvurdu, başvurmaya da devam ediyor.

Hiç uyuz olmadım ama yaşayanları dinledim, haber yaptım.

Kötü bir hastalık, uyuz olana Allah şifa versin.

Bu uyuz neden bu kadar yayıldı, bu kadar yaygın olduğunu hatırlamıyoruz.

Zonguldak'ta ki eczane ve ilaç depolarında uyuz ilacı kalmamış biliyor musunuz?

Durum o kadar vahim, hasta tedavisi nasıl yapılıyor, hasta nereye gidiyor?

Bu konuyu bugün bilhassa takip edeceğim.