Başlığı okuyunca bir şey diyeceğimi sanıyorsunuz.

Aslında biz eskiden de kötüydük.

İletişim o kadar arttı ki, her kötülüğü görür ve duyar olduk.

Çağ, iletişim çağı.

Her şeyi duyuyor, öğreniyoruz.

Yani o yüzden, "Biz ne ara bu kadar kötü olduk?" demenin anlamı yok.

Daha da kötü olacağız.

Çünkü toplumsal değerler yozlaşıyor.

Liyakatlı insan azalıyor.

Yöneticilere bakar mısın?

İnsanlar ölüyor onların umurunda değil.

Herkes koltuğunun, koltuğundan aldığı gücün ve paranın peşinde!

O koltukta oturmasalar, o gücü kullanmasalar ve o paraları almasalar asla bu iktidarın yanında olmazlar.

Zonguldak'ın insanını kimse ölüme gönderemez

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde stent olmadığı için insanlar öldü.

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, 42 yaşında stent olmadığı için Ereğli'ye sevk edilirken ölen Ercan Kacalı olayıyla ilgili ne düşünüyor? Mesela stent olmadığı için bir kişinin ölmesi onu üzdü mü?

Vali Bektaş, "Sorunun sahibi konuştu bize laf düşmez. Çok da güzel açıklama yaptı, sorun yok. O konuştu benim konuşmama gerek yok" diyerek topu Rektör'e attı!

"Siz kalp krizi geçirseniz takacak stentimiz yok. Allah korusun bir olay yaşanırsa olay büyük patlar" denilince "Patlarsa patlasın" diyen kişi kimdi?

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, yönettiği kentte bu sözleri sarf eden kamu görevlisini merak ediyor mu? Gereğini yapacak mı?

Zonguldak insanını kimse bile bile, göz göre göre ölüme gönderemez.

Ercan Kacalı'nın ölüm haberinden sonra bağış yoluyla alınan stentler, ölüm olayından önce de alınabilirdi.

Ercan Kacalı, göz göre göre ölüme gönderilmiş. Stent olayının üstünü örtmeye çalışan kamu görevlisi açıklanmalıdır.

Pusula, bu olayın peşini bırakmayacak.

Fıkra: Ben ağlamayayım da kim ağlasın!

Çiftçi çok kötü bir yıl geçirmiş.

Ektiği bütün mısırlar perişan olmuş, buğday deseniz öyle, elinde satabileceği tek geçinebilme ümidi armut var.

Doldurmuş sepete tutmuş şehrin yolunu.

Karşısına çıkan ilk evin kapısını çalmış, kapıyı tamamen içini gösteren tülden sabahlık giymiş bir sarışın açmış, Seksi bir ses tonuyla 'Evet tatlım..' demiş, 'Senin için ne yapabilirim?..'

Bir an şaşkınlığından kurtulup

'Satılık çok güzel armutlarım var.' demiş çiftçi.

Adamın heyecanlandığını hisseden afet oyununa devam edip sabahlığın üst kısmını açıp 'Armutların bu kadar iri ve sert mi?..' diye sormuş.

'Ahh... Evet' demiş çiftçi inleyerek, 'Gerçekten çok güzeller..'

Sabahlığın kemerini tamamen açıp bütün vücudunu göstermiş fıstık, 'Bu kadar iştah açıcı mı armutların?..

'Başlamış çiftçi ağlamaya...

'Neden o gözyaşları bir tanem?..'

'Bayan...' demiş çiftçi hıçkırarak,

'Süne zararlısı' buğdayı perişan etti,

'Kımıl iti' mısırı berbat etti,

O....nun teki de armutları bedava alacak...

Ben ağlamayayım da kimler ağlasın!