Zonguldak'ta, 42 yaşındaki Ercan Kacalı, kaldırıldığı BEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 250 liralık stent olmadığı için Ereğli'de bir özel hastaneye sevk edildi.

Hasta, Ereğli girişinde, Kepez'de, yani hastaneye ulaşamadan öldü.

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'tan tek kelime duydunuz mu?

Zonguldak İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner neden sessiz kaldı?

Efendim neymiş; üniversite özerk bir kuruluşmuş!

Vali ya da Sağlık Müdürü kalp krizi geçirse, o stent bulunur muydu?

Bir milletvekili kalp krizi geçirse, Ereğli'ye sevk edilir miydi?

Bir ayakkabı boyacısı öldü diye kimsenin sesi çıkmıyor!

Özerklik filan bahane!

İktidar Milletvekili kalp krizi geçirse, hepiniz kapının önünde beklerdiniz.

Gösterdiğiniz bu duyarsızlık, Zonguldak insanının sahipsizliğinden kaynaklanıyor.

Ankara'da testisli bir milletvekili olsa; "Sayın Vali bu ne iş? Kamuoyunu bilgilendir. Bana da izahat ver" dese, bakın o zaman açıklama yapılıyor mu?

Yazık...

Jandarmanın, ülke sanayisini geliştirmek için silah zoruyla ocaklara sokup iş güvenliği ve işçi sağlığından yoksun çalışma koşullarında ölümüne neden olduğu Zonguldak insanı, bugün 250 liralık stent olmadığı için ölüyor.

Mükellefiyet bitmedi mi?

Bu kaçıncı mükellefiyet?

Stentin yok takmaya, fuara gidiyorsun Mannheim'a!

"Uluslararası Öğrenci Hizmetleri Derneği'nin (ISSA) düzenlediği Uluslararası Öğrenci Fuarı, Almanya Mannheim'da kapılarını ziyaretçilere açtı.

Bülent Ecevit Üniversitesi'nin tanıtımını, bizzat Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı ve Uluslararası Öğrenci Ofisi Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Murat İnce yaptı."

Parasızlıktan 250 liralık stent alınamadığı için insanların ölümüne neden olan üniversitenin rektörü, yaklaşık 20 bin liralık bir masrafla Almanya'da fuara katılmış!

Hem de üniversitenin tanıtımının yapıldığı fuara!

Siz, Zonguldak'ta 250 liralık stent alamadığınız için ölümüne neden olduğunuz hasta ile ilgili açıklama yapamamışken, Almanlara üniversitenin tanıtımını nasıl yaparsınız?

Zonguldak caddeleri, Afrika ülkelerinden gelen öğrencilerle kaynıyor!

Bir Alman, 250 liralık stent alamayan üniversiteye eğitim almaya gelir mi?

Üniversitede ekonomik sorunlar varsa, önce siz tasarruf tedbirleri uygulayacaksınız.

Doktorlarınız, sağlık görevlileriniz döner sermayeden para almıyorsa, siz de almayacaksınız.

Tıp Fakültesi Hastanesi'nde para kalmadığı için Diş Fakültesi'ne geçmeyeceksiniz.

Orada para bitince başka bir yer peşine düşmeyeceksiniz.

Fuar diye Almanya'ya gitmeyeceksiniz.

Gidecekseniz, bilet paralarını kendi cebinizden ödeyeceksiniz.

Otelde kalmak yerine geceyi akrabalarınızda geçirecek, otel parası ödemeyeceksiniz.

Harcırah almayacaksınız.

Kul hakkı, yetim hakkı, hırka gibi kavramları beyninize yerleştireceksiniz.

Günün Fıkrası: Suratsız

Roger, ağır şartlar altında çalışan bir avukattır. Boş zamanlarını hep bowling ve voleybol oynayarak geçirmektedir. Karısı bu duruma üzülür ve bir hafta sonu onu striptiz kulübüne götürmeye karar verir. O akşam beraberce kulübün kapısına gelirler.

Kapıdaki bodyguard; "Hey Roger.. Seni görmek ne güzel!" der..

Karısı: "Daha önce buraya gelmiş miydin Roger..?"

Roger: "Hayır hayır, o adamı bowlingden tanıyorum..."

İçeri girerler ve bir masaya otururlar... Garson gelir...

Garson: "İyi akşamlar Roger... Her zamanki gibi cin tonik değil mi?.."

Karısı: "Roger, bana bak... Sen buraya daha önce geldin değil mi?"

Hafif hafif öfkelenmeye başlayan kadını sakinleştirmek zordur..

Roger: "Ne alakası var?.. Voleyboldan tanırım onu; bir-iki tek içmişliğimiz var, ordan yani..."

Karısı pek tatmin olmamıştır ama neyse..

Derken; striptizcilerden biri masaya gelir..

Striptizci: "Selam Roger... Yine özel masa şovundan mı istersin?.."

Roger artık boka batmıştır... Karısı hışımla yerinden kalkar ve kulübü terk eder... Roger peşinden koşar... Kadın bir taksiye biner ve taksi kalkmadan Roger da biner...

Kadın öfkeden patlayacak gibidir... Ve korkunç sinirlidir..

Son noktayı da şoför koyar:

"Bu geceki çok suratsızmış Roger..."