Değerli okurlarım; konunun uzmanları, ülkemizde, uzun yıllar ve halen de, turizm denildiğinde, dış turizmin anlaşıldığını; sektör ile ilgili planlamaların ve yatırımların yabancı turist talep ve beklentilerine göre olduğunu yazılmakta ve söylemektedirler. Güneydeki dış turizme yönelik tesislerde yerli turistlerin zenci olduğu da bilinmektedir.

Bilindiği üzere; eğer bir kentte, bir bölgede, bir yerde, insanlarda gidip görme, gezme, ziyaret etme isteği uyandıran tarihi, kültürel ve doğal varlıklar; inanç, sağlık ile ilgili nedenler varsa; bu varlıkların tanıtımı, sunumu yapılıyorsa, o yerlere ulaşım ve gidenlerin oralardaki ihtiyaçlarını karşılayacak hizmet altyapısı mevcutsa, insanlar oralara gitme, gezme, görme ve oralarda bulunma ihtiyacı duyarlar.

Son yıllarda ve zamanlarda, yazılı ve görsel basın ortamlarında en çok reklam ve duyuruları yapılan; sosyal paylaşımların önemli bir bölümünün turizm sektörü ile ilgili olduğu görülmektedir. Bu durum bile turizm sektörünün ve sektöre olan talebin genişliğinin ve öneminin bir göstergesidir.

Ülkemizde yakın zamanlara kadar, yurt içi ve yurt dışı tur operatörleri, genellikle sadece İstanbul, Ankara gibi büyük kent merkezlerinde olurdu. Bu operatörlerin düzenlediği yurt dışı ve yurt içi turlar, hep bu kentlerden çıkışlı ve bu kentlerde son bulurdu. Günümüzde ise, bu büyük tur operatörlerinin birçok il ve ilçe merkezlerinde şubeleri olduğu gibi, özellikle iç turizme yönelik tur hizmetleri sunan çok sayıda yerel tur operatörleri de ortaya çıkmıştır...

Büyük kentler dışındaki bu yerel tur operatörleri de, buralardaki turistik gezilere istekli vatandaşlar için, yaşadıkları kent dışındaki gezilip görülmeye değer noktalara günübirlik, bir ya da daha fazla gece konaklamalı yurt içi ve bazen de yurt dışı turlar düzenlemektedirler.

Bu yerel tur operatörlerinin düzenlediği turlara katılım kolaylığı, katılımcıların ve organizatörlerin genellikle, aynı kentin birbirini tanıyan, bilen kişileri olmaları, güvenlik gibi nedenlerle daha fazla rağbetin olduğu görülmektedir.

İlimizde de Zonguldak merkezli 6 kadar yerel tur şirketi bulunmaktadır. Bu yerel tur şirketlerinin başında da, Zonguldak'ta merkezi ve Bartın'da da şubesi bulunan; zaman zaman yurtdışına da turlar düzenleyen Daloğlu Turizm adlı bir aile şirketinin geldiği bilinmekte ve söylenmektedir.

Bu firmanın turlarına katılan katılımcıların memnuniyetlerini ve mutluluklarını, tüm turlarda kollarını kaldırıp ellerini sallarken, gülücükler dağıtırken çekilen ve sosyal medya ortamlarında paylaşılan görüntülerden ve tur otobüslerinde çalınan 'çok sazlı, az sözlü oyun havaları' eşliğinde oynayanların çokluğundan, paylaşılan mesajlardan anlamak zor olmamaktadır! Bu memnuniyetler ve mutluluklar, herhalde diğer firmaların düzenledikleri turlarda da benzerdir.

BU YARIŞTA ZONGULDAK NEREDE?

Ülkemizde, sahip oldukları tarihi, kültürel ve doğal değerleri ile öne çıkan, meşhur olan ya da büyük gayretlerle meşhur edilen pek çok ile ilçeye, turizm amaçlı, düzenli-düzensiz turlar, festivaller düzenlendiği, turizm amaçlı yoğun bireysel seyahatlerin olduğu bilinmekte ve görülmektedir. Ancak, yüzlerce kilometre yol kat ederek ulaştığımız birçok turda, gezip gördüğümüz, allanıp pullanarak sunulan birçok yerin, hiç de katlanılan zahmete ve harcanan zamana değer yerler olmadığını da görmekteyiz.

Ülkemiz madenciliğinin ve ağır sanayinin başkenti olan (1950'li yıllarda İran Şahını ve kraliçesini ağırlayan!), bu kadar eşsiz doğal güzelliklere, tarihi ve kültürel değerlere sahip olan Zonguldak ve civarı için; hiç değilse iç turizme yönelik, gezme, görme, yaşama isteği uyandıracak değerler sunulamamasına üzülmemek elde değildir. Bir beceri eksikliği sonucu olan bu durumun nedenleri ve sorumluları, araştırılması ve telafisi gereken bir bölgesel sorundur.

Madenciliğin, Zonguldak için, bundan sonrası için, bir gelecek vaat etmediği herkesçe bilinmektedir. Diğer yandan, günümüzde çeşitli nedenlerle, tüm ileri ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de yüksek öğrenim yapma isteği gün geçtikçe azalmaktadır. Kentimiz için ikinci büyük ekonomi kaynağı olan üniversitemizi tercih edenler de, çeşitli nedenlerle, her yıl azalmakta ve bölümlerin kontenjanları boş kalmaktadır.

BAZI ÖNERİLER

Bu durumda, Zonguldak için yeni ekonomik faaliyet alanlarının bulunması ve uygulamaya konulması zorunlu görünmektedir. Turizm sektörü, Zonguldak için de, bu konuda bir katkı oluşturabilir. Bu katkının sağlanabilmesi için yapılması gerekenleri konunun uzmanları herhalde fazlasıyla biliyor ve söylüyorlardır. Anlaşılan sorun; bilip bilmemede değil, bilinenlerin gerçekleştirilememesindedir.

Zonguldak, başta madencilik mirası olmak üzere, sahip olduğu kültürel ve tarihi değerlerini, doğal güzelliklerini turizm piyasasına sunmanın, bu pastadan payını almanın yollarını mutlaka bulmalıdır. Bu alanda en büyük görev ve sorumluluğun; Zonguldak Kültür ve Turizm Müdürlüğü'ne, Valilik makamına, Belediyelere, Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı'na, üniversiteye ve sektöre hizmet sunanlara düştüğü açıktır.

Bu kapsamda...

Öncelikle, büyük emeklerle oluşturulan Maden Müzesi, '250 Milyon Yıl Öncesi Dünyaya Seyahat!' gibi ilginç bir tema ile sunulacak bir maden ocağı gezi imkanı ile desteklenmelidir.

Özellikle son yıllarda, Çaycuma ve benzeri yerlerde gerçekleştirilen güzel kentsel gelişmeleri görmek, yöresel tatları tatmak, Filyos Antik Kenti gibi tarihi yerlere kısa sürede ulaşmak; yollar üzerindeki ve çevresindeki güzellikleri ve otantik özellikleri turizmin hizmetine sunmak gibi amaçlarla;

Zonguldak'ı Sapça Köyü üzerinden Çaycuma'ya bağlayan ve mevcut yolu 20 kilometre kısaltan eski Çaycuma yolunun; Gaca yolu olarak bilinen Zonguldak - Beycuma arasındaki 1905 yılı yapımı eski tarihi yolun Karayolları ağına alınması ve çevresinde rekreasyon alanları yaratılması,

Zonguldak ve Bartın'ın, gezip görmeyi çok seven, özellikle birçoğu eşlerini yitirdikleri için, iki maaşlı olan genç emekli (!) hanımefendilerini ve beyefendilerini hep başka illeri ve bölgeleri gezdiren, başta Daloğlu Turizm olmak üzere, yerli tur şirketlerinin, Zonguldak'a da dışarıdan yerli turistler getirme gayreti içinde olmaları,
Bu yerli tur şirketlerinin, Zonguldaklı hemşerilerimiz için, ilimizin gezilip görülmeye, eğlenmeye, yeme-içmeye uygun yerlerine, (örneğin Çaycuma'da, Filyos Nehri kenarında kahvaltı, Filyos Antik Kenti'ne, Anıt Porsuk Ağacı'na gezi gibi sunumlarla), 'Zonguldaklılar Zonguldak'ı geziyor, tanıyor!' gibi temalarla, günübirlik turlar da düzenlemeleri,
Kandilli'deki madencilik tesisleri, eski Çatalağzı Elektrik Santrali gibi terk edilmiş eski endüstriyel tesislerin, turizm amacıyla değerlendirilmek üzere, hizmet sunuculara bedelsiz tahsisi ve müteşebbislere maddi destekler verilmesi,

Özellikle Almanya'daki Zonguldaklıların, bir şekilde Zonguldak turizmine katkılarının sağlanması,
Balkanların ve Orta Doğu'nun en büyük ağır sanayi kuruluşu olan Erdemir tesislerinin yüksek fırınlar, haddehaneler gibi görülmeye değer birkaç bölümünden de, belirli kurallar dahilinde, turistik amaçlar için yararlanılması gibi hususları; gezip görmeyi seven, bu konuda az çok birikimi olan bir öğretim üyesi olarak, konunun uzmanlarının hoşgörüsüne sığınarak yetkililerin ve ilgililerin değerlendirmelerine ve bilgilerine arz ederim.