Kozlu ilçesine bağlı Ilıksu Mahallesi'nde çevre katliamı sürüyor.

Konutların çok yakınında dinamitler patlatılıyor, dağ devriliyor.

Hem de polis gözetiminde.

Yerleşim yerinin bu kadar yakınında taş ocağı olur mu?

Yazınca kızıyorlar.

Kirpi gibi dikenlerini çıkartıp; "Ama önce taş ocağı vardı. Sonra imara açıldı. Konutlar sonradan yapıldı" diyorlar.

Öyle olmadığının belgeleri eninde sonunda bize ulaşır.

Ama iş işten geçtikten sonra...

Gümüşhane'de gölü kurutup, altın aradılar.

Sonra gölü kapattılar ya!

İşte öyle.

Sonra SİT alanı ilan ederler.

Ben size bir şey söyleyeyim:

Doğaya bu kadar düşman olmayın.

"Yarın kıyametin kopacağını bilseniz bile, bugün elinizdeki fidanı dikin" diyen bir dine mensup insanların, doğaya karşı bu derece düşmanlığını anlamak mümkün değil.

Bu kenti yönetenlerin kimi Reis'e bağlı, kimi Bakan'a bağlı!

Ama Allah'a bağlı olan yok mu?

Allah'tan korkan yok mu?

Bu nasıl bir sorumsuzluktur?

Bu nasıl bir vurdumduymazlıktır.

Bu doğaya kıymayın.

ÇATES, yıllardır orada havayı kirletip insana ve doğaya zarar verirken, koltuklarında rahat oturabilen yöneticilerimize sesleniyorum.

Filyos'ta sahilde fabrikanın çevreyi kirletmesine göz yumanlara sesleniyorum.

Bir gün, bu memleketten gidersiniz.

Ama SİT alanı ilan edilmeden gidersiniz!

Ben size söyleyeyim.

Gidersiniz...

Gücünü okurdan alan gazete...

Valilik önüne çıkan bir özel otomobil, inerken merdivenleri kullanmak istedi.

Karaelmas Gazeteciler Derneği'ni özel büroları gibi kullanan İmza'cılar, oradan çektikleri haberi bizden önce sitelerine atmışlar.

Ama olay yerinde bulunan Pusula'cı bir vatandaş, fotoğrafları attı.

Haberi, sürücüsünün ismiyle ve detaylarıyla birlikte okurlarımıza ulaştırdık.

Birkaç dakika arayla yayına girdik!

Sonra tehdit ve şantaj yaparak; Zonguldak halkını, internet sitemize soktuk.

Yaptığımız haberi insanlara zorla okuttuk.

Bu yazıyı yazarken saat 17.35, haberin sitemizdeki okunma oranı 5 bin 500'ü geçmişti.

"Pusula diğer sitelerin toplamından fazla okunuyor" diyerek hava attığımı sanıyorsunuz.

Diyorum ki; sizler beni ne kadar karalamaya ve itibarsızlaştırmaya çalışırsanız çalışın.

Ben sizin gibi tembel değilim.

İşimi en iyi şekilde yapıyor, iyi bir kadroyla çalışıyorum.

Ve karşılığını elbette alıyorum.

Şimdi çıkın kapı kapı dolaşın bakalım:

"Ali Rıza'ya veriyorsunuz da bize niye vermiyorsunuz?" diye!

Önce sağlıklı bir internet sitesi yapın.

Sonra güçlü bir kadro kurun.

Sonra gazetecilik yapın.

Bizden hızlı olun.

Haberleriniz okunsun.

Kıskanma ne olur, çalış senin de olur!

Bir de bazı geri zekalılar; internet sitelerine ve sosyal medya hesaplarına saldırı olduğunu, yapanı tahmin ettiklerini filan iddia ediyorlar!

Biliyorsanız, gereğini yapın!

Sosyal medya hesaplarında fazla paylaşım yapmak engelleniyor.

Ben günde en az üç kez engelleniyorum.

Bazen bir hafta/on günü bulan cezalar alıyorum.

Organize bir şikayet olabilir!

Ama asıl neden, fazla paylaşım yapmak!

Sürekli başıma geldiği için biliyorum!

Bilin istiyorum!

Demem o ki:

"Biz atlasak, okur atlamaz. Pusula, gücünü okurlarından alır."

Günün Fıkrası: Vay....

Rahibe, Pedere günah çıkartmaya gider ve; "Peder. Bir erkek benim yanağımı okşadı, beni öptü, ama o....u ç.....uydu" der. Kadının yanağını sıkan, öpen Peder; "Böyle mi yaptı?" der.

Kadın; "Evet" diye cevap verir. Peder der ki: "Bunun için ona o....u ç.....u denmez ki..."

Sonra kadın der ki: "Ama Peder bey. Beni soydu ve memelerimi emdi. Tam bir o....u ç.....uydu..."

Peder kadının kıyafetlerini soyar, memelerini emer; "Bu şekilde mi yaptı?" der.

Kadın yine "Evet" diye cevap verir.

Peder: "Ama bunun için ona o....u ç.....u denmez."

Kadın: "Ama Peder bey. Beni yatırıp sevdi. Tam bir o....u ç.....uydu" der.

Peder kadını yatırıp sever ve "Böyle mi yaptı?" der.

Kadın; "Evet" diye cevap verir.

Peder: "Ama bunun için o....u ç.....u denmez ki..."

Kadın: "Ama beni sevdikten sonra AIDS olduğunu söyledi..."

Peder: "Vay o....u ç.....u..."