Haber şöyle:

"ABD'deki İnsan Genetiği Dergisi'nde yayımlanan araştırmayı yapanlardan Pennsylvania Üniversitesi Antropoloji Bölümü Doçenti Theodore Schurr, Rusya, Moğolistan, Çin ve Kazakistan'ın kesiştiği Altay bölgesinin onbinlerce yıldır çok sayıda halkın gelip gittiği kilit bir yer olduğunu belirtti. Araştırmaya göre, Amerika kıtasındaki ilk insanların ataları bu halklardan biriydi ve bugün Rusya Federasyonu'nun bir parçası olan Altay'dan 20 bin ila 25 bin yıl önce gelmişlerdi."

Özetle; Kızılderililer Türk.

O zaman biz de Kızılderiliyiz!

Zonguldak'ta, Zonguldaklılara birçok alanda yapılanlar, Amerika'da Kızılderililere yapılanla aynıdır.

Mükellefiyet döneminden bu yana Zonguldak insanının çektiği çile Kızılderililerin çektiği çileden az değildir!

Kızılderililer ne yaşadıysa biz de aynısını yaşıyoruz.

Topraklarımızı çalıyorlar.

Ormanlarımızı katlediyorlar.

Balığımızı çalıyor, denizlerimizi kirletiyorlar.

Deremizi çalıp, elektriği pahalı satıyorlar.

Kömürümüzü çalıp, havamızı kirletip pahalı elektrik satıyorlar.

İnsanımızı madenlere sokup az paraya çok üretim yaptırıyorlar. Alın terimizden çaldıklarıyla daha büyük güç olup, ticareti, siyaseti eline geçiriyor, daha çok eziyorlar.

Bu da yetmiyor. Küresel güçlerin Türkiye'de yaptığı şeyin küçük ölçeklisi Zonguldak'ta yapılıyor. Tefeciler devreye giriyor. Sadece çalışanların değil, tefeciler eliyle iş dünyası da ele geçiriliyor.

Paranın, dili, dini, milliyeti olmadığı için tefecilerin eline her kesimden insan düşüyor.

Ve böylece kente para kazanan insanlar değil, paranın kazandığı insanlar hükmetmeye başlıyor.

Sonra kente gelen bürokrat, "Gurbete çıkan daha çok tırmalar ve başarılı olur" diyerek, yapılan bu ahlaksızlığı, hırsızlığı, insan onuruna yakışmayan davranışları "Tırmalama" olarak yorumlar.

Zonguldak insanı, tırmalanmak istemiyor.

Zonguldak insanı, insanca yaşamak istiyor.

Zonguldak insanı, Kızılderili muamelesi görmek istemiyor.

Eskiler, yenilere yer bırakmadı!

Zonguldak Belediye Başkanı Doktor Ömer Selim Alan'ın kayınpederi Köksal Baytürk'ün cenaze namazı Acılık Hazreti Ali Camisinde kılındı.

Cenazeye katılım çok yüksek oldu. Ak Partili Milletvekilleri Polat Türkmen, Ahmet Çolakoğlu ve Hamdi Uçar cenaze namazında saf tuttu. Ama eskiden olduğu gibi Hüseyin Özbakır ile Faruk Çaturoğlu yine en ön safta yerlerini aldılar. Polat Türkmen bir tarafta, Amet Çolakoğlu diğer tarafta yer bulabildi. Hamdi Uçar ise arka saflardaydı.

Bu yaştaki koca koca adamlara yakışmayacak davranışlar. Sanki en ön safta olunca dua, ölenin ruhuna daha çabuk mu erişiyor?

Günün Fıkrası: Elektrik!

Köylü amca köyde hastalanmış. Bağırsaklarda bir problem var ama ne olduğunu bulamamışlar yakın çevrede. Demişler ki "İstanbul'a git. Varsa çaresi orada vardır."

Amca satmış savmış, parayı toplayıp yola düşmüş. İstanbul'da büyük bir hastaneye gelmiş. Doktorunu bulmuş muayenesini olmuş. Doktor" Amca sana kolonoskopi yapacağım" demiş. Amca ne bilsin kolonoskopiyi. "Doktor Beğ, nedir ki o dediğin " demiş. Doktor da " Elektrikli bir alet amca. Makattan gireceğiz içeriye bakacağız "demiş. Amca uzanmış muayene masasına. Doktor elinde alet, ucunda pırıl pırıl lambasıyla gelmiş. Aleti makattan sokmaya başlamış. Amcada bir kahkaha, bir kahkaha. Doktor şaşırmış. Canı yanacağına gülen amcaya sormuş. "Amca neden gülüyorsun?" Amca kahkahadan gözünden yaş gelirken cevap vermiş. "Oğul, yaş 70. 70 yıldır bizim köye girmeyen elektrik İstanbul'da kıçıma girdi. Nasıl gülmem? "