Kenarından 'çay' geçen ilçenin Belediye Başkanının oğlu, içinden 'çay' geçen ilçe belediyesinin imar işlerinde çalışıyor.

Aslında işçi kadrosunda çalışan birine, memurun yapması gereken işi yaptırmak da suç.

Ortasından 'çay' geçen ilçenin belediye başkanının çayı da demlenmiş durumda!

Ama asıl bombayı şimdi yazıyorum.

Ortasından çay geçen ilçenin belediyesinde çalışırken yolsuzluk yaptığı için işten atılan işçinin, kenarından çay geçen ilçedeki belediye başkanı babası, ortasından çay geçen ilçenin belediye başkanını tehdit ediyormuş!

"Eğer bu konuda savcılığa gidersen hepinizi yakarım" diyormuş!

Ben müjdeyi vereyim!

Bu işçiyle ilgili idari soruşturmanın yanında adli soruşturma da başlamış!

Muhabir arkadaşımız Öznur Güneş, ortasından çay geçen ilçenin belediye başkanını aradı:

"Bu konuda konuşmak istemiyorum" demiş!

Paşa keyfi bilir!

Aynı ilçenin ilçe başkanı da "Ben daha belediye başkanımız ile görüşmedim" demiş!

Zonguldak'tan bizim duyduğumuz olayı iki ilçede görev yapan gazeteciler duymadı mı?

Belki işlerine gelmemiştir!

Belediye Başkanları basının karşısına çıkıp, bu konu hakkında açıklama yapana kadar yazılarımızı sürdüreceğiz!

Bu iş birilerinin başını fena halde yakacak.

Şunu da söyleyeyim:

Bu iş, bir işçinin tek başına yapabileceği bir iş değil!

İddiaya göre organize bir iş!

Akdemir, karademir yakında belli olur!

Zonguldak, Ali Kaban'ı özlemiş

Zonguldak eski Valimiz Sayın Ali Kaban, Ankara dönüşü, ikametinin bulunduğu Akçakoca'ya giderken; yolunu Zonguldak'a düşürdü.

Bazı dostlarını ziyaret etti.

Çınartepe Mahallesi Muhtarı Okan Girgin'i ziyaret etti.

Evde çekilen fotoğraflarla, haberi okuyuculara duyurduk.

Haber, 12 binin üzerinde okundu.

Zonguldak'ın Ali Kaban'ı nasıl özlediğini bu haberle görmüş olduk.

Allah tüm valilerimize böyle sevgi, saygı nasip etsin.

Kıssadan Hisse: Bardağın yarısı

Birbirine tıpa tıp benzeyen ikiz kardeşlermiş. Ama karakterleri birbirinden çok farklıymış. Birisi terlediğinde diğeri üşür, biri oynamak istediğinde diğeri uyurmuş. Birisi her şeyde olumlu bir yan bulan bir iyimser/optimist, diğeri ise bir kötümser/pesimistmiş. Yaş günleri geldiğinde, babaları onların tepkilerini görmek için bir plan yapmış. Kötümser olan oğlunun odasını, akla gelebilecek her türden yeni ve heyecan verici oyuncakla doldurmuş. İyimser oğlunun odasına ise at pislikleri bırakmış. Çocuklar odalarına gidip de sürprizleri gördükten sonra, baba önce kötümser oğlunun yanına uğramış ve onu oyuncakların ortasında oturup ağlarken bulmuş.

Merakla sormuş: "Neden ağlıyorsun?"

"Bu kadar oyuncağın nasıl çalıştığını anlamak zorundayım! Çalıştırmak için onlara pil takmam gerekecek ve nasıl durmadan pil takacağım? Üstelik arkadaşlarım onları isteyecek! Zaten bu oyuncaklar zamanla kırılacak!" diye cevap vermiş kötümser çocuk.

Baba hayretle odadan çıkıp, iyimser oğlunun kapısını aralamış. Küçük oğlan sevinç içinde zıplıyor, şarkılar söylüyormuş.

Babası sormuş: "Niçin bu kadar mutlusun?"

Çocuk yüzünde kocaman bir gülümsemeyle cevap vermiş: "Odamda at pislikleri olduğuna göre, buralarda bir yerde, beni bekleyen bir tay olmalı!"

Günün Fıkrası: 3 yıldır oyaliyi!

Hakim, Temel'e sormuş:

- Davacıya olan borcunu niye bir türlü ödemiyorsun?

Temel sinirle cevap vermiş:

- Vereceğum vermesine ama bana 3 ay mühlet ver diyirum, vermiyi... 3 yıldır beni oyaliyi!