9 Eylül 2019 tarihinde okullar açıldı.

Kayıt süreci...

Nakil işlemi...
İhale süreci...
Tamamlanmadığından...
Öğrenciler yolda-izde kaldı.
Yazdık.
Tık yok.
Yine yazdık.
Cevap geldi...

"...Kamu İhale Mevzuatına göre, açık ihale usulü ilan süreleri gözetilerek EKAP tarafından ihalenin (20129390781) yapılması için 16/09/2019 tarihi verilmiştir. 2019-2020 Eğitim Öğretim Yılı Ortaöğretim öğrencileri taşıma ihalesi 16/09/2019 tarihinde yapılmış olup öğrencilerimiz 30/09/2019 tarihi itibarı ile taşınmaya başlamıştır."

İsmail Aksoy

İlçe Milli Eğitim Müdür V.
Buradaki ilçe...
Ereğli...
V...

Onu siz anladınız.
Sonuç...
Süreç kağıt üzerinde böyle olabilir.
Bir de gerçekler var.
Hocam...
V...
Durumunuzun özeti.
Böyle olduğunuzdan...
Yetkilerinizi tam bilemeyebilirsiniz.
Alt kademedekiler sizi kandırabilir.
Bizim bu tarafta, gerçek şu...
4 Ekim 2019 Cuma günü itibariyle servis ortalarda yok.
Çocuklar halen yolda-izde...
Pazartesi başlar mı?
Bilmem.
Ama siz, en azından gelmedikleri günün parasını servisçilere ödemeyin.
[*] [*] [*] [*]
Yeri gelmişken...
Servis sisteminde yeni uygulama yapılmalı.
Ayda bir velilerden imza alınmalı.
Ödeme yapmadan...
Servisten memnun musunuz?
Her gün geldi mi?
Gibisinden...
[*] [*] [*] [*]
Tabii bu, ilçenin yetkisini aşar.
Görev yukarıdan gelmeli.
Onlar da uygulamalı.
Gerçi...
Hazır servisi denetleyemeyen görevliler.
Bunun zaten yapamaz.
[*] [*] [*] [*]
Sonuç...
Siz bu çocukları yolda-izde bıraktınız.
Halen bürokratik cevaplar yazıyorsunuz.
Öyle olmuş da...
Böyle olmuş da...
Falan filan...
Çocukların sorununu çözdünüz mü?
Yok.
Sadece kendinizi kandırırsınız...

Not: Yazı hafta sonu yazıldığından pazartesi belli değildi. Pazartesi günü itibariyle de servis görevine başlamadı...

Anan ne giysin Süleyman?

Yavuz Sultan Selim, devlet harcamalarında olduğu gibi, kişisel harcamalarında da sadeliği ön planda tutardı.

Lüks ve israfa kaçan süslü elbiseleri giymeyi sevmezdi.

Süslü elbiselerin kadınlara yakıştığını düşünür ve erkeklerin böyle giyinmelerini de doğru bulmazdı.

Günün birinde, oğlu Şehzade Süleyman; pek süslü ve parlak elbiseler giyinmiş ve pahalı mücevherler takınmış olduğu halde, babasının huzuruna çıktı.

Oğlunun bu süslü giyimini gören padişah, şöyle dedi:

"Sen böyle giyinirsen anan ne giyinsin Süleyman? Anana takacak ziynet bırakmamışsın."