Bir hukuk insanı düşünün.

Nitelikli dolandırıcıyı savunsun.

Onun cezaevinden çıkarılması için çaba göstersin.

Sonra ona kol-kanat germeye devam etsin.

O arada kendi ekonomik meselelerini de halletsin.

Sonra bir gün, o hukukçunun eline mikrofon versinler.

O hukukçu da haktan, hukuktan, adaletten, dürüstlükten söz etsin.

Dönelim en başa...

Ne demiştik?

Bir hukuk adamı!

Bir kere; bu kişinin, hukukla uzaktan yakından ilgisi yok.

Haktan, hukuktan, adaletten yoksun birisinin, iyi bir insan olması düşünülebilir mi?

"Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" demiş atalarımız.

En yakın arkadaşı "nitelikli dolandırıcı" olan birinin kim olduğunu biliyor musunuz?

Öğrenci sayılarına bakalım...

Kız Meslek Lisesi'nin yıkılması tartışmaları yapılırken, hiç kimsenin aklına bu okulların öğrenci sayısına bakmak gelmedi.

Önce bu sayılara bakalım:

Yayla Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin, yani Kız Meslek Lisesi'nin öğrenci sayısı 461.

Ticaret Lisesi olarak bilinen Karaelmas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nin öğrenci sayısı ise 290.

Yayla Ortaokulu'nun öğrenci sayısı ise bin 58.

Bu durumda; Kız Meslek ile Ticaret Lisesi'nin tek binaya toplanması gerekmez mi?

Yazık değil mi ikili eğitim yapmak zorunda kalan Yayla Ortaokulu'na?

Kız Meslek Lisesi, Yayla Ortaokulu'na verilse sorun çözülür mü?

O zaman Yayla Ortaokulu boşa çıkar.

İşte oraya, zemini aşağıya çekerek; çok katlı bir otopark yapabiliriz.

Hem hastanenin ihtiyacı karşılanır, hem de maç olduğu haftalarda stadyumun ihtiyacı karşılanır.

Rakamlara bir daha göz atalım:

Yayla Ortaokulu: 1058

Yayla Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 461

Karaelmas Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi: 290

Kıssadan Hisse: Bomba!

Bir ülkeyi yok etmek için atom bombası veya uzun menzilli füzelere ihtiyaç yoktur.

Bunun için eğitim seviyesini düşürmek ve kopya çekilmesine müsaade etmek yeterlidir.

Bunun sonucunda:

- Hastalar, doktorların elinde can verir.

- Binalar, mühendislerin elinde çöker.

- Para, ekonomistlerin elinde kaybolur.

- İnsanlık, dinci akademisyenlerin elinde ölür.

- Adalet, hakimlerin elinde yok olur.

Günün Fıkrası: Padişahım çok yaşaaaa!

Ailesiyle Muhteşem Yüzyıl dizisini seyreden minik çocuk, annesine dönerek; "Anne... Ben de padişah olmak istiyorum. Yedi tane cariyem olacak" demiş.

Biri bana yemek yapacak!

Biri elbiselerim yıkayacak!

Biri evi temizleyecek!

Biri bana şarkı söyleyecek!

Biri beni yıkayacak!

Biri benimle sohbet edecek, eğlendirecek!

Biri de arabamı yıkayacak!

Annesi: "Peki, yanında yatacak kimse istemiyor musun oğlum" demiş!

Çocuk; "Hayır, benim yanımda sen yatacaksın. Çünkü seni çok seviyorum anneciğim" demiş!

Annesi, gözleri yaşararak sormuş: "Peki cariyelerin nerde yatacak oğlum?"

Çocuk; "Onlar babamla yatsınlar" demiş!

Babanın gözleri yaşararak bağırmış: "Padişahım çok yaşaaaa!"