Değerli Okurlarım;
Pusula Gazetesi'nin 21 Eylül 2019 tarihli nüshasında, deneyimli vekilimiz, sevgili öğrencim Sayın Polat Türkmen'in, "Karayolları 5 milyar 200 milyon TL yatırım yapacak; Zonguldak, yatırım adası olacak" takdimi ile bir mesajı yer almıştı.

Değerli vekilimizin bu mesajında; Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak'ın kendilerini davet ettiği, Karayolları Genel Müdürlüğü'nün Zonguldak'a 5 milyar 200 milyon TL yatırım yapacağı, tünellerin ve tüm bitmeyen yolların yatırım programına konulduğu, il düzeyinde başlanmış ve başlanacak olan birçok yatırım projesinin yüzde 80'inin, 2023 yılı sonuna kadar bitirileceği gibi hususlar yer almakta idi.

Sayın vekilimize ve ilimizle ilgili yararlı çalışmalar içinde olan diğer vekillerimize, gayretli çalışmaları ve bu tür sevindirici mesajları için teşekkür ederiz. Başarı ve mesajda yer alan hususların gerçekleştirilmesi dileklerimizi arz ederiz.

Ülkemizin ve bölgemizin her alanda, yanlı ve yanlış kararlar; yanlış ve hatalı projeler ve uygulamalar yüzünden; milyonlarca, milyarlarca liralık kamu kaynaklarının boşa gittiğinin, ya da çar-çur edildiğinin örnekleri ile dolu olduğu, görülen ve bilinen gerçeklerdendir.

Bu nedenle; projeler ve kamu hizmetleri için sadece kaynak sağlamanın yeterli olmadığı, sağlanan kaynağın doğru kararlarla, doğru projelerle ve uygulamalarla harcanmasının; kaynağın nerede, nasıl kullanıldığının izlenmesinin, kaynak sağlamaktan da önemli olduğu unutulmamalıdır.

Proje ve uygulama hatalarının ve yanlı, yanlış uygulamaların; başarısızlıkların en fazla olduğu kamu projelerinin ise yol, metro, tünel, baraj gibi zemine oturan arazi içerikli mühendislik projelerinde olduğu bilinmektedir. Bunun da, bu tür projelerin, oturacakları arazilerin topografik (yerüstü) ve jeolojik (zemin) yapısı gibi doğal faktörlere uygun ve uyumlu hazırlanmamış olmalarından; projenin her aşamasının doğru kontrol edilmemesinden ve belki de en önemlisi; bu tür projelerde, bilerek ya da bilinmeden yapılan hatalara, hatalı çalışmalara kılıf uydurma kolaylıkları gibi nedenlerden kaynaklandığı söylenebilir.

Örneğin, bir yolda heyelan, çökme mi oluştu? Bir binanın taşıyıcı sisteminde hasar mı oluştu? Sorunu raporlaması için oluşturulacak her farklı bilirkişi heyetlerinden, dürüst hareket etme gayreti içinde olanların raporlarında bile farklılıkların olduğu görülür. Bunun da (kötü niyetler dışındaki) nedenleri olarak; sorunda etkili olan faktörlerin ve aktörlerin fazla olması; değerlendirilen konuların, kişilere göre farklı olabilen, verilere, takdir ve yorumlara uygun olması gibi hususlar sayılabilir.

Bu tür mühendislik projelerinin uygulanmasında kaynak ve zaman israflarının olmaması için; işin her aşamasında, işin şartname ve standartlarına uygun kontrol ve denetimlerinin önemini söylemeye gerek yoktur. İşin yapım sürecinde ve sonrasında, proje ile ilgili olarak ortaya çıkan hatalar, yanlışlar; işin projesinden kaynaklanıyorsa, projeyi yapandan, yapım hatalarından kaynaklanıyorsa, yapandan ve özellikle de işin kontrol sorumlusundan mutlaka hesap sorulmalıdır.

Örneğin, Mithatpaşa Tünelleri'nin ilk ihalesinde, kazı esnasında kömüre rastlanmıştı. Bu durumun işin projesinde öngörülmediği ve grizu tehlikesine karşı gerekli önlemlerin belirtilmediği gerekçesiyle, işin yüklenicisinin idareden birtakım talepleri olmuş ve bu durum, çalışmaların aylarca aksamasına neden olmuştu.

Anlaşılan tünelin projesi gereğine uygun (sondajlı) jeolojik etüt yapılmadan hazırlanmıştı!

Jeolojik etüt bilgileri olmadan da, zeminin jeolojik yapısına göre belirlenmesi gereken tünel kazı alanını ve kaplama betonu kalınlığını nasıl belirlediklerini ve Karayolları İdaresi'nin, bu durumları araştırıp araştırmadığını merak etmemek mümkün değildir.

Sayın Vekilimiz, eğer;

[*] Bir dere yatağının yol yapımına daha uygun olan tarafı dururken, (belki de, kazı iş kaleminin artması için!), hiç uygun olmayan tarafından yol geçirilirse, bu nedenle de yüksek kazı şevleri oluşturulursa; oluşturulan kazı şevini tutmak için şev eteklerine yüzlerce metre fore kazık çakılıp, kazıklar üzerine de yüksek iksa duvarları yapılırsa; daha sonra bu yapılanların çözüm olmadığı anlaşılınca da, aynı yerde (Fotoğraf A), pahalı yüksek betonarme duvarlar yapılırsa,

[*] Yol boylarında, yarma şevlerinin eteklerine, yıllar önce, yükseklikleri 2-3 metreyi geçmeyen ve üstleri ağaçlandırılan ya da kendiliğinden ağaçlanan iksa duvarları yerine (bazı yerlerde eskileri sökülerek!), birçoğunun arkaları yarılarına kadar boş ya da doğal bitki örtüsü ile kaplı olan, 8-10 metre yüksekliğinde, sürücüye de sıkıntı veren duvarlar yapılırsa, (Fotoğraf B)

[*] Yapılan yolu dereden korumak için, dere boyunda yüzlerce metre uzunluğunda duvar yapıldıktan sonra (Fotoğraf C), dere için bir de betonarme kanal yapılırsa,

[*] Amasra - Kurucaşile arasında olduğu gibi, yazları 8 yüz, bin; kışları 2-3 yüz trafiğin olduğu güzergahlarda, dağları delerek, dereleri viyadüklerle geçen (tek yönlüsü yetmiyormuş gibi!) kilometre maliyeti 100- 150 milyon lirayı bulan yüksek standartlı bölünmüş yollar yapılırsa,

[*] Çok daha ucuz çözümlerle geçilmesi mümkün olan yerler, (Kozlu Stadyumu arkası gibi), altları fore kazıklarla, kazıkların üstlerinde oluşturulan geoduvar dağları ile geçilirse,

[*] Devrek-Ereğli yolunda olduğu gibi, deneyimli bir dozercinin bile, "Burada yol tutmaz!" diyebileceği, heyelan bölgelerinden yollar geçirilirse (Fotoğraf D) ve bunlar gibi daha nice bilinen, bilinmeyen; dışarıdan görünen ve görünmeyen hatalar yapılırsa,

Özverili çalışmalarınızla sağladığınız ya da sağlayacağınız kaynakların da, önceki yıllarda örnekleri çok görüldüğü gibi iyi değerlendirilmeyeceğini söylemek zor değildir.

KARADENİZ BÖLGESİ İÇİN ÖRNEK OLACAK BİR YOL!

Değerli okurlarım;

Kısa bir süre önce, güzel bir sonbahar gününde, Cide üzerinden Kastamonu'ya bir gezi seyahatimiz oldu. 1980'li yıllarda yapılan Cide-Kastamonu yolunun; özellikle Şenpazar- Ağlı-Seydiler arasında, doğa ile iç içe, yüksek kazıların ve dolguların, yüksek duvarların olmadığı, doğanın dengesinin bozulmadığı, bozulmadığı için de heyelan, göçük gibi durumların görülmediği bir yolda yolculuk etmenin zevkini yaşadım.

Zonguldak gibi, "Niyet ettim gitmeye!" diye niyet edilip, gidilmedikçe yolunuzun pek geçmeyeceği bu tür güzel yurt köşelerini görmenizi, bir güzel havada bu yoldan geçmenizi öneririm.

Yol üzerindeki birkaç kapalı kurp da açılsa, Karadeniz Bölgesi'nin benzer arazi koşullarının olduğu yerlerde yapılacak il yolları (mevcut trafiği fazla ve artma potansiyeli olmayan ikinci derecede yollar) için, daha da iyi bir örnek oluşturacaktır. Benzer arazi koşullarına ve trafik sayısına sahip olan ve yapımı devam eden Devrek-Ereğli yolu da, bu yol gibi yapılmış olsaydı, hem bu yolun yapımında yaşanan ve ileriki yıllarda da yaşanması kaçınılmaz olan sorunlar ve kaynak-zaman israfları olmaz; hem de yol da daha kısa sürede biterdi. Tek olumsuzluk ise, Devrek'ten Ereğli'ye; Ereğli'den Devrek'e 10-15 dakika geç ulaşmak olurdu!

Ülkemizde ve bölgemizde, her konuda israfın olmaması, işlerin ehline verilmesi, projelerin doğru yapılıp uygulanması; sayın vekilimize ve vekillerimize de hayırlı ve başarılı çalışmalar dileklerimle.