26 Eylül 2019 Perşembe günü Türkiye saati ile saat 13.59'da Silivri'nin yaklaşık 20 - 25 kilometre güneyinde, Marmara Denizi içinde, 13 kilometre derinlikte, İstanbul'a 75 kilometre mesafede 5,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Zonguldak'a 400 kilometre uzaklıktaki İstanbul Silivri'de meydana gelen depremi ciddi biçimde hissettik.

Bu deprem bize 20-25 yıl içinde olması beklenen İstanbul depremini düşündürdü. 5.7'de böyle olursa 7 ve üstünde neler olacağını tahmin etmek bile mümkün değil.

5.7'de telefon ve internet çöktü, karayolu ulaşım ağları tıkandı. İstanbul'un olası bir depreme hazır olmadığını bir kez daha net biçimde gördük.

İstanbul hazır değil. Peki Zonguldak hazır mı?

Bugünden itibaren, okullardan başlamak üzere, mahalle muhtarları, sivil toplum örgütleri, belediyeler, basın kuruluşları ile toplanma alanları ve deprem anında yapılacak çalışmalar mutlaka paylaşılmalı.

AFAD ve Kızılay bu konuda tatbikatlar yapmalı.

Geçenlerde Zonguldak Valiliği'nde kriz tatbikatı yapıldı.

Elbette önemli. Ama asıl tatbikat halkla birlikte, mahallelerde, şehir merkezinde olmalı. Bir deprem olduğunda Gazipaşa Caddesi'ndeki insanlar ne yapacak?

Maden ocağında çalışan işçiler, deprem anında yeraltında ise ne yapacağız. Bakın geçenlerde elektrikler kesildi, işçiler ocakta mahsur kaldı.

Bence Zonguldak depreme hazır değil.

İstanbul'da 5.7 şiddetinde yaşanan depremden ders alıp hemen hazırlıklara başlamalıyız.

Bize saran intihar ediyor!

Son dönemde kafayı bizimle bozanların kafayı çekip, yüksek dozda ilaç alarak intihara teşebbüs ettiklerini duyuyor, üzülüyoruz.

Millete akıl vereceklerine, kendi akıllarına sahip çıksalar iyi olacak. Zira nohut kadar beyinlerini alkole batırıp kendilerine yazık ediyorlar.

Bu arkadaşlara tavsiyem tam teşekküllü bir hastanede alkol tedavisi görmeleri. Allah yardımcıları olsun. Daha ne diyeyim?

Günün Fıkrası: Dalkavuk

Bilirsiniz "Dalkavukluk" en eski mesleklerdendir. Zamanın birinde bir Hükümdar, dalkavuk seçimine bizzat katılmış. Kendi dalkavuğunu kendi seçmek istemiş. İlk adaya sormuş:

-Sen dalkavuk musun?

-Evet efendim.

-Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?

-'Olur mu efendim?' deyip referanslarını sıralamış. Hükümdar biraz düşünüp ona yol vermiş.

Bu şekilde epey elemeden sonra yine biri huzura alınmış:

-'Sen dalkavuk musun?' demiş hükümdar.

-'Dalkavuğum sultanım' demiş.

-Hiç de dalkavuğa benzemiyorsun?

-Haklısınız efendim; pek dalkavuğa benzemem.

-Sanki biraz benziyorsun?

-Evet sultanım, biraz benzerim.

Bu meyanda sorular ve cevaplardan sonra Hükümdar:

-'Geri kalanlarla görüşmeye gerek yok. Ben dalkavuğumu buldum' demiş.

Günün Sözü:

Dinle küçüğüm, ağaca güvenebilirsin. Bilirsin ki elma ağacı elma verir, erik değil. Hayvanlara güvenebilirsin, çünkü aslan, aslan gibi davranır maymunluk etmez. Ama insana güvenemezsin. Zira o, yüzüne gülümserken arkasında hançer gizleyebilen tek yaratıktır.

-Emine Supçin-