"Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Turanlı'nın tayini çıkacak" demişiz, tayin çıkmamış, biz yanılmışız! Bazıları da "Bak gidecek dedin, kaldı işte" diye mavra yapıyor! Keşke 'kalan' da bunlar kadar sevinse!

Bu konuda bizi eleştirenler sorsunlar bakalım Zonguldak Emniyet Müdürü Ahmet Turanlı'ya; tayini neden olmamış?

Kendisi de gitmek istiyor muymuş?

Hatta son ana kadar neredeyse gidiyormuş da, ne olmuş da kalmış?

Yahu bu kadar büyütmenize gerek yok.

Zonguldak'tan ne Valiler, ne Emniyet Müdürleri gitti!

Çoğu da büyük şehirlere gitti!

Allah şimdikilere de daha büyük şehirlere gitmek nasip etsin!

Pusula olmasaydı, Pusula'yı kurardım...

Bırakın sahibi olmayı, Pusula'da yazıyor olmak bile bana büyük keyif veriyor.

"Pusula olmasaydı ne yapardım?" diye soruyorum bazen kendime.

Galiba yine Pusula'yı kurardım.

Pusula öyle etkili bir yayın organı oldu ki!

Bir yazı yazıyorsunuz sesi Acılık'tan, Soğuksu'dan, Kozlu'dan, Kilimli'den, 69 Ambarları'ndan, Gökçebey'den, Devrek'ten Çaycuma'dan, Ereğli'den, Alaplı'dan Ankara'dan, İstanbul'dan, Bursa'dan, Almanya'dan geliyor!

Köşede yazdığım yazıya, manşetlerden yanıt geliyor.

Yazılı basının etkisi bir yana. Günlük 50 bin kişinin defalarca girdiği bir platformdan söz ediyoruz.

Bir günde, kendini gazeteci sayan 5-6 kişinin köşe yazısına konu yaptığı bir yayın organından söz ediyoruz.

Bir haber attığımızda en az üç-dört internet sitesinin o haberi takla attırıp yayınladığı siteden söz ediyoruz.

Kamu kurumlarında açık olan bilgisayarların hemen tümünde açılış sayfası olan bir internet sitesinden bahsediyoruz.

Kenti yönetenlerin sosyal medyadan alarm durumunda olduğu bir siteden bahsediyoruz.

Haber ajanslarının yakından takip ettiği bir internet sitesinden bahsediyoruz.

Yaygın medyanın yakından takip ettiği bir platformdan söz ediyoruz.

Pusula, kurumsal bir yapı.

Bu takımın forveti benim. Ama kalecisinden, defans hattına, orta sahasından kanatlarına kadar çok başarılı bir ekibimiz var.

Aramızdan ayrılan arkadaşlar oluyor.

Bazen zaman alıyor, ama dolduruyoruz.

Pusula'yı ve beni eleştirenlere de çok kızmıyorum.

Onların yerinde olsam belki ben de Pusula'yı eleştirirdim! Kedi-ciğer meselesi.

Ama hiç kitap okumayan, araştırmayan, soruşturmayan, kara balta yazı yazanlar var.

Yazdıklarını yayınlamadan okumadıkları gibi, yayınlandıktan sonra da okumuyorlar.

Çok okumak, çok yazmak lazım.

Her şeyin başı eğitim. İnsan yaşadığı yere benzer.

Ne diyor ünlü Şair Edip Cansever, "Mendilimde kan sesleri" adlı şiirinde?

"Her yere yetişilir

Hiçbir şeye geç kalınmaz ama

Çocuğum beni bağışla

Ahmet Abi sen de bağışla

Boynu bükük duruyorsam eğer

İçimden öyle geldiği için değil

Ama hiç değil.

Ah güzel Ahmet abim benim

İnsan yaşadığı yere benzer

O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer

Suyunda yüzen balığa

Toprağını iten çiçeğe

Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine

...

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar

Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar

Mendilimde kan sesleri."

Bütün mesele yetiştiğin toprak...

Üç nokta...

Günün Fıkrası: İleri teknoloji

Zengin bir adamın salak oğlu hangi işe girse beceriksizlikten kovulur.

Sonunda adam dayanamaz ve son derece modern bir sosis fabrikası kurarak, oğlunu işin başına getirir. Fabrikayı gezerlerken adam "Bak oğlum. Buradan öküzü yolluyorsun, diğer taraftan sosis olarak çıkıyor" der.

Oğlan babasının suratına salak salak bakarak:

"Peki baba, buradan sosisi koysak, öbür taraftan öküz çıkar mı?" diye sorunca kızan babası:

"Maalesef evladım" der "O teknoloji bir tek ananda var!"