Devlet halkını soyar mı?

Zor bir soru

İyisi mi bu sorunun yanıtını siz verin

Geçen hafta iki gazetede, iki haber çıktı

21 Eylül 2019 tarihli Birgün Gazetesi "Bunu mu Bay Kemal yaptı?" manşeti altında SGK'nın battığını, geçen yıl bütçeden SGK'ya 150 milyar lira, bu yılın sadece ilk altı ayında ise 200 milyar lira transfer yapıldığını yazdı.

Yine aynı tarihli Dünya Gazetesinde ise,

Hafta içinde birkaç gününün içine sığan bir hızda 3 kamu bankası; Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank tahvil ihracını sağlayıp, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 10.8 milyar TL sağladılar.

Bu konudaki iddialardan biri de kamu bankalarının batık kredileri 42 milyara ulaştığı, bu bankaları rahatlamak için fondan 11 milyar aktarıldığıydı...

Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İşsizlik Sigortası Fonu'na ait 11 milyar TL'nin üç kamu bankasına aktarıldığını doğruladı ve süreci "kamu kaynaklarının daha etkin kullanılması" olarak tanımladı. Ve

"Kamu fonları devletin içerisinde zaman zaman farklı yerlerde kullanılmıştır. Geçmişte de bu oldu. Özal döneminden beri bu tür uygulamalar yapılmıştır, AK Parti dönemlerinde de yapılmıştır adım. Burada herhangi bir kayıp, risk söz konusu değil" dedi

Sayın Kalın, gerçeği itiraf etmiş

Geçmişte bunun örnekleri çok

Yani bu kötü gidiş sadece Bay Kemal ve Bay Erdoğan'ın eseri değil

SSK İLE BAŞLAYALIM

SSK, 1 Ocak 1946'da İşçi Sigortaları adıyla kuruldu. İşçi Sigortaları Kurumunun adı, 1964 yılında yürürlüğe giren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 136. maddesi Sosyal Sigortalar Kurumu olarak değişti.

SSK'da emekliliğe esas "İhtiyarlık Sigortası" uygulaması 1.4.1950 tarihinde başladı. Emekli olabilmek için yirmi beş yıllık süre gerektiğinden 1.4.1975 tarihine kadar büyük paralar birikti. Bu paralar illerde ödenecek emekli maaşları için nakit getirisi en yüksek alanlarda değerlendirileceğine, hükümetler para lazım oldukça SSK'nın kasasına el uzattılar. SSK'nın içini boşalttılar.

Bu arada KİT'ler ve belediyeler, işçilerden kesilen primleri SSK'ya ödemediler. Bir zaman sonra da bu borçlar tamamen silindi. Ama SSK tek kuruş prim alamadığı KİT ve belediye işçilerine emekli maaşlarını ödedi, halen de ödüyor

Paranın bir kısmı da getirisi olmayan emlak yatırımlarına gitti.

Yani SSK'nu devlet soydu.

SADECE SSK'MI?

Devlet bugüne kadar dört kez çalışanlardan zorla "borç" aldı. Bunlar;

"Tasarruf Bonoları",

"Memur Yardımlaşma Kurumu"-MEYAK",

"Tasarruf Teşvik Fonu (Zorunlu Tasarruf)-TTF" ve

"Konut Edindirme Yardımı-KEY"

Yurttaştan zorla borç alındı. Sonra bu borçlar ya geri ödenmedi ya da enflasyonun çok altında bir getiriyle geri ödendi.

Aynı dönemde İşçi Yardımlaşma Kurumu (İYAK) girişimi de gündeme getirildi ancak sonuç vermedi.

Bu soygun sürecin de devletin elinden kurtulan sadece OYAK oldu.

Askeri bürokrasinin katılımcısı olduğu, 1961'de kurulan Ordu Yardımlaşma Kurumu-OYAK, en büyük holdinglerden biri oldu. Çünkü OYAK, "Silahlı" Kuvvetlere aitti.

Anlaşılan devlet bugüne kadar dediğimiz kurumları halletti.

Şimdi de gözünü İşsizlik Sigortası Fonu'na dikti.

Ne diyeyim

İlgililerine hayırlı olsun.