11:27 (1 saat önce)


Yaşa.
Gör.
Oku.
Yaz.
Çiz.
Sonuç.
Körler görmez.
Sağırlar duymaz.
Cimriler vermez.
Makamda oturanlar halden anlamaz.
Ne olacak?
Kısır döngü...
Biz yazacağız.
Onlar kızacak.
Sonuç.
Her şey olacağına4 varır.
Birkaç yıl önce olmuştu.
Okullar açıldı.
Çocuklara servis verilmemiş.
Adı taşımalı sistem.
Taşınan vardır mutlaka.
Devletin malını nereye...
Kim taşıyor?
Nasıl taşıyor?
Bizim sistem öyle değil.
Okul yöneticilerine sorduk.
- Bu ihale neden yapılmadı?
- Ik bık.
Anladık.
Bir üst makama gittik.
Zamanın daha üst makamlarına gittik.
Derken...
Sonuç çıkmadı.

Enson işin başındaki kişiye ulaştık.
Sorunu anlattık.
Duymuş...
O zamana kadar kaç kapı çaldık.
Mısırdaki sağır sultan duydu.
Onun duyması gayet normal.
Anlattık sorunu.
Çözüm önerileri sunduk.
Hiçbirine sıcak bakmadık.
Baktık yerinde kıpırdamıyor.
Sanki külke yatmış
Yumurtaları soğuyacak.
Anladık.
İş çıkmayacak.
Onu altındaki yumurtaların üzerinde bıraktık.

Tam ayrılıyoruz.
- Siz merak etmeyin.
O iş kendiliğinden hallolacak.
Sorduk.
- İşler kendiliğinden oluyorsa, sen niye o makamı işgal ediyorsun.
O zaman anladık
Mesele sorun çözme.
Hizmet etme.
Görevini yerine getirme.
Daha bir sürü olumlu kelime değil.
Mesele...
Yumurtalar soğumasın.
Civciv çıksın.
Kuş çıksın.
Ne çıkarsa çıksın.
Önce işgalciye yarasın.
[*][*][*]
Tarih boyunca hep böyle olmuştur.
Bir işgalci gelir.
Talan eder.
Gider.
Bu devletler anlamında da böyledir.
Yöneticiler anlamında da...
Hatta özel kurumlar...

Şirketlerde...
Ailelerde bile böyledir.
Kişi işgalciyse...
Ele geçirdiği yeri sömürür.
Kimi ordularıyla.
Kimi sadece kendisi.
Sonra birileri gelir.
Önce işgale son verir.
Tamire başlar.
Derler toparlar.
El birlik olunur.
Vesaire.
Bilindik hikaye.
Olaya yerelden bakıyoruz.
Mahalleden, köyden ilçeye...
Zonguldak'a kadar.
Eğer makamlarda görevli varsa.
Orada hizmet olur.
İşgalci varsa.
Ki son zamanlarda öyle...
Vay milletimizin haline...