
Zonguldak'ı yöneten yok, idare eden var…
19 Eylül 2019 22:00:03
Filyos Belediyesi'nin resmi sosyal medya hesabından yayımlanan iki görüntü, ortalığı ayağa kaldırdı.
Zonguldak Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri, dün sabah beldeye gidip inceleme yaptılar.
Filyos Ateş Tuğla Fabrikası; 3 gündür toz-duman yayıyor, tepki doruğa çıkıyor.
Aynı saatlerde Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, bu sabah Pusula'ya şu açıklamayı yapıyor:
“Filyos Projesi Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunda ‘bacalı sanayi olmayacak’ kuralı var. Bunu uygulamak zorundayız, başka şansımız yok.”
İşadamı İsmail Recai Şanlı, Pusula'ya gönderdiği yorumda şöyle diyor:
“Sayın Vali ne kadar samimi acaba? Önce Filyos'un göbeğinde hiçbir filtresi olmadan çalışan Filyos Ateş Tuğla Fabrikası’na bir baksın. Eğer uzaktan göremiyorsa, beni çağırsın yanına; görüntüleri göstereyim kendisine.”
Zonguldak'ta işler böyle yürüyor.
Yönetilmiyor, idare ediliyor.
Sağdaki Zonguldaklı,
ama yanındaki kim?
Zongukdaklının biri…
İtalya’da Fiat fabrikasında çalışan bir işçi...
O zamanki Sovyet lideri Krusçev, resmi bir ziyaret için İtalya’ya gelmiş.
Programda Fiat tesisleri de var.
Fabrikanın tezgâhları arasında dolaşırken, Zonguldaklıya rastlamış.
Herkesin gözü önünde “Vay Zonguldaklı kardeşim…” diye sarılıp kucaklaşmış.
Orada ayaküstü sohbet etmişler.
Tüm protokol, bu dostluktan şaşkın…
Konuk gittikten sonra patron, Zonguldaklıyı çağırıp, Krusçev’i nereden tanıdığını sormuş.
Hemşehrimiz; “Hiiiç…” demiş.
“Ben eskiden komünisttim. 1 Mayıs kutlamaları için parti beni Moskova’ya göndermişti. Orada tanışmıştım.”
Olay unutulmuş.
Üç-beş ay sonra, bu kez Amerika Başkanı Nixon gelmiş İtalya’ya.
Yine aynı program ve fabrika ziyareti…
Tezgahların arasında; “Vay Zonguldaklı kardeşim…”, “Vay Nixon…” muhabbeti…
İyice meraklanan patron; ziyaretten sonra, Zonguldaklıyı yine çağırtmış.
Soru da, cevap da aynı: “Bir ara Amerika’ya göç etmeye kalkıştım. New York’ta başım polisle belaya girdi. Bu Nixon, o zaman çiçeği burnunda bir avukattı. Beni o savunmuştu.”
Olay bu kadarla kalsa iyi.
İki ay sonra, Fransa Başkanı De Gaulle ziyaretinde de aynı manzara yaşanınca; patron Agnelli derin bunalımlara girmiş.
Kendisini tanıyan yok.
Yanında çalışan Zonguldaklının, uluslararası çevresi var.
- De Gaulle’ü nereden tanıyorsun?
- Nazilere karşı Paris’te yeraltı savaşı yapıyorduk. Özel kuryesiydim.
- Sen herkesi tanır mısın?
- Evet, hemen hemen...
Patron iyice hırslanmış.
- Neredeyse Papa da arkadaşım diyeceksin.
Zonguldaklı gülmüş.
- Tabii. Yakın arkadaşımdır.
Çıldırma noktasına gelen Agnelli haykırmış:
- İspatla. İspatlayamazsan kovarım...
Zonguldaklı:
- Tamam, bu pazar ayininde Vatikan meydanında olun. Papa balkondan halkı takdis ederken, ben yanında olacağım.
Patron, pazarı iple çekmiş.
Vatikan’da Papa’yı bekleyen kalabalığın arasına karışıp, beklemeye başlamış.
Bir süre sonra Papa balkona çıkmış.
Yanında Yine Zonguldaklı...
Kalabalığa bakıp, patronunu bulmaya çalışıyor.
O sırada bir kargaşa olmuş.
Biri bayılmış.
Zonguldaklı, bayılanın kendi patronu olduğunu görünce, Papa’ya; “Bana müsaade” deyip meydana koşmuş.
Agnelli yerde yatıyor.
Bir-iki kişi de ayıltmaya çalışıyor.
Zonguldaklı çevresindekilere; “Bu benim patronumdur, ne oldu?” diye sorunca, biri cevap vermiş:
- Siz Papa ile balkona çıktığınızda, bunun önünde iki Japon turist vardı. Japonlardan biri, senin patronuna döndü. “Şu sağdaki bizim Zonguldaklı, ama yanındaki kim?” diye sorunca; seninki düşüp bayıldı.
Not: Bu yazı fıkra filan değil. Zonguldak'ta, bu yazıdaki karaktere benzer o kadar çok insan var ki!
Devlet yurdunu spor salonunu suni cim sahasını yapsın okulun arkasında dursun ilgilensin hele birde merkeze alsin o zaman kadrolu beden egitimi ogretmeni gelir mi gelmez mi gör bak onlardan müdür müdür yardımcısı yaparsın hazıra ,yapilmisa çullanan çok olur merek etme yegenim o okulda catalagzina termigin dibine gidebilir diyor o zaman yetkililere de gidip soyle hava kirliliginde sporcu yetisirmi diye
birde merak etme kotu yerlerde yatmayi degil isini seven insanlar calisir ,katlanır....
Spor lisesinin müdürü müdür yardımcısı spor öğretmeni olmalı. Kadrolu beden eğitimi olmayan spor lisesi olurmu.
AliRıza bey gazeteci olan sizsiniz elbette ama Valinin "Bunu uygulamak zorundayız ,Başka şansımız yok " cümlesi bi tuhaf değilmi?
Şu fıkralarınız on numara ne de güzel tanıtmışsınız bazı insanları güncel hayatta ne kadar bukalemun olmuş insanlar kimin kim olduğu neyi niçin yaptığı belli değil artık ...
yani kesinlikle fıkra değil gerçek şu ki dünyanın en ücra yerlerinde bir zonguldak lıya rastlamak mümkün garip ama gerçek
Emekli olan artık Zonguldak'ta durmayıp adeta kaçıyor. Şimdi dönüp bir bakıyorum millet birbirinin kuyusunu kazar olmuş. İyi ki emekli olup zonguldak dışına çıkmışım diyorum. En çok özlediğim üzülmez de kestane toplamak tı ama şimdi kestane karası yaklaşıyor fırtına yakındır üzülmez de Anlayan anlar..
Kurumun internet sitesinde yeni taşeron özel güvenlik Alınıyor kardeşim Bunu böyle yapacağınıza toplam kalmış 150 tane güvenlik görevlisi tamamen özelleştirin de yaşları 60'a gelmiş adamlar da biraz rahat etsin 60 yaşında güvenlik görevlisi mi olur. Zonguldak'taki işsiz gezen gençler ekmek yeşim.
Yazılar harika hele sonundaki fıkra mükemmeller in ötesinde. Karakteri çok düzgün insanlar var ama bunun yanında da karakteri sıfır olan insanlar var. İspiyoncu insanları arkadan gammaz layan. Gün olur devran döner sap döner Keser döner Adam üzüm yemek için asmaya gelir. Baba Ellerinden öpüyorum çok büyüksün anında şu kutladın doksandan gol attın.
