Son bir yıldır vatandaşı sıkan, daraltan ne kadar yol, refüj, bariyer varsa kaldırıldı.

Çoğunluğu Zonguldak İl Emniyet Müdürü Ahmet Metin Turanlı'nın test amaçlı çalışmasıydı.

Zonguldak Belediyesi'nin o dönemki başkanı Muharrem Akdemir, hiç sesini çıkartamadı.

Bülent Ecevit Caddesi bölünmüştü, kaldırıldı.

Soğuksu Heybem önü bölünmüştü, kaldırıldı.

İncivez üniversite önü bölünmüştü, kaldırıldı.

Daha böyle bir sürü deneme.

Kent insanının sahibi olmadığı için, bürokratlar ilginç fikirlerini çok rahat bir şekilde deniyorlar.

Muharrem Akdemir gidip, yerine AK Partili Doktor Ömer Selim Alan gelince, sıkıcı uygulamalardan vazgeçildi.

Bu işler, akıl karı işler değil.

Zonguldak insanını kobay olarak kullanmak, doğru bir yönetim şekli değil.

Ama son dönemde birçok bürokrat bu yönde uygulamalar sergilemeye devam ediyor.

Allah sonumuzu hayır etsin!

Yönetici yok, idareci var

Nekahet dönemini atlatmak üzereyim.

Ama öyle ara ara vuruyor, ağrı ve ateş.

Beni boğazlardan vurdu hastalık.

Ama çok sayıda ishal vakası yaşayan vatandaş var.

Ben istiyorum ki, devletin ilgili kurumları olaya el koysun.

Biz görevimizi yaptık.

İl Sağlık Müdürlüğü bir açıklama yaptı o kadar.

Son dönemdeki salgının sudan kaynaklandığı söyleniyor.

Zonguldak, Kozlu ve Kilimli, Gelik ve Çatalağzı Belediye Başkanlarından konuya ilişkin bir açıklama duydunuz mu?

Eğer bu salgın sudan kaynaklanıyorsa, suyu satan belediyeler neden sorumluluk almıyor?

Bu kentin sahibi yok.

Bu kentin insanının sahibi yok.

Yöneticisi de yok. İdarecisi var.

Durumu idare ediyorlar.

Hep birlikte.

Kıssadan Hisse: Biz salak mıyız?

Konuşan Suriyeli.

- Niçin Türkiye'desiniz?

- Köyümüzü bastılar. Türkiye'ye gidin dediler.

- Nasıl yaşıyorsunuz?

- Ev kirası 1400. Ben, annem, hanım, kardeşim; her birimize 1250 lira sosyal yardım. 7 çocuk var, ikisi burada doğdu, Türk vatandaşı oldu. Her birinde 895 lira market kartı var. Telefon aylık 5 lira, dünya ile görüşüyorum. Araba aldım, korsan taksi yapıyorum.

- Plaka, vergi, ehliyet?

- Niçin lazım? Polis beni durduramaz, ehliyet lazım değil, geçici plaka bedava...

- Savaş bitince dönecek misin?

- Ben salak mıyım?

Hisse: Biz salak mıyız?

Günün Fıkrası: Siyasetçi!

Siyasetçinin biri yol kenarında çamurla oynayan küçük bir çocuk görür, yanına gidip sorar.

- N'apıyon evladım burda; çamurla?

- Siyasetçi yapıyorum amca.

- Nasıl yapıyorsun?

- Su koyuyorum, çamur koyuyorum, birazcık ta pok koyuyorum, oluyor.

Bizim siyasetçi son cümleye fena bozuluyor, sonra diyor ki:

- Bir daha siyasetçi yapma sen.

- Ne yapayım amca? Başka bişi yapmayı bilmiyorum ki!

- Öğretmen yap, doktor yap, itfaiye falan yap işte.

Birkaç gün sonra, aynı siyasetçi, aynı çocuğu, aynı yerde, aynı şeyleri yaparken görür ve yanına gider:

- Yine ne yapıyosun burda?

- Öğretmen yapıyorum amca.

- Öyle mi? Ne güzel, nasıl yapıyorsun peki?

-S u koyuyorum, çamur koyuyorum, oluyor.

- Niye pok koymuyorsun?

Çocuktan bomba cevap geliyor:

- Eee... Pok koyunca siyasetçi oluyor!